Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '09

 
Kategori
Sinema
 

Neoliberalizm ve yoksulluk filmleri:"Billy Elliot"

Neoliberalizm ve yoksulluk filmleri:"Billy Elliot"
 

Billy Elliot karakterini oynayan Jamie Bell, takdir edilmesi gereken bir performans sergilemiştir...


Stephen Daldry’in yönetip, Lee Hall’ın senaryosunu yazdığı filmin başrol oyuncuları Jamie Bell, Julie Walters, Jamie Draven, Garry Lewis ve Jean Heywood’dur. İngiliz Sahne yönetmeni Stephen Daldry ve senayo yazarı Lee Hall'un ilk sinema deneyimleri olan Billy Eliot, aldığı ve adayı olduğu birçok ödülle (Ödüller :En iyi Film ve yardımcı oyuncu (Julie Walters) dallarında Atın Küre'ye aday oldu. İngiliz bağımsız sinema ödüllerinde ise yönetmen, senaryo yazarı ve oyuncu (Jamie Bell) dalında ödül kazandı. En İyi Yönetmen dalında Stephen Daldry Oscar'a aday oldu. )kendinden söz ettirmesini bildi. 1984 yılında Durham adlı madenci kasabasında yaşan 11 yaşında bir çocuğun hikayesini anlatan Billy Eliot, içinde barındırdığı birçok sosyal mesajla güncelliğini koruyan bir başyapıt olarak sinema tarihindeki yerini aldı. Senaryo, içindeki yeteneği keşfederek baleye başlayan bir çocuk ve onun maden işçilerinin sömürüsüne karşı durma çabasındaki abisi ile babasının güncel sorunları bağlamında içinde bulundukları bunalımlı hayatın sorunları ekseninde bu gelişmeye verdikleri tepki bağlamında şekillenmektedir. Ancak senaryonun kalitesinin yanı sıra oyuncuların performansı ile büyüyen bir film, bir şaheser oluşrmuştur. Filme ismini veren karakteri oynayan Jamie Bell, takdir edilmesi gereken bir oyun oynayarak yaşının çok üstünde bir performansla izleyicilerin beğenisini kazanmasını bilmiştir. Kuzey İngiltereli bir maden işçisinin 11 yaşındaki oğlu Billy Elliot, boks derslerine giderek ve kimsenin görmediği zamanlarda ölmüş annesinin piyanosunu çalarak yalnızlığını unutmaya çalışmakta hayata ve annesine olan bağlılığını sürdürmeye çabalamaktadır. Maden işçilerinin sömürüye karşı başlattıkları grev dönemini de sergileyen bu filmde Billy boks dersine giderek ailesinin kendisi için hazırladığı gelecek için çabalamaktadır. Tesadüfi bir şekilde kendisini bir anda dans dünyasının içinde bulan Billy öğretmeni Mrs. Wilkonson’un teşvikleri ile Kraliyet Balesine katılmak için çalışmalara başlar. Ancak babası ve kardeşinin, yeni ilgi alanının farkına varmaları ve şiddetle karşı çıkmaları sonucunda, ailesine karşı olan sorumluluğuyla, sahip olduğu yetenek ve ilgi alanının hakkını vermek sorumluluğu arasında sıkışıp kalan Billy, hem kendisinin büyük bir cesaretle gösterdiği meydan okuma hem de öğretmeninin sağladığı koşulsuz destek ile babasını razı edip Kraliyet Balesi sınavlarına katılır. Filmde öne çıkan bazı sahneler; babasının tüm inanç ve çabalarını oğlunun geleceği uğruna terk ederek grevi delip çalışmaya gitmesi ve oğlu ile yaptığı dramatik konuşma, Billy’nin babasının oğlunun sınavı için ilk kez kasabaların dışına çıkacak olması ve otobüs dialoğları, Billy’nin yoksulluğu ve çaresizliği içinde sınav öncesinde sergilediği şiddet, sınav esnasındaki heyecanı, başkasına göre sıradan bir eleme olan sınavın aslında Billy’nin tüm hayatı olduğunu belirten soyunma odası sahnesi, babasının sınav için varını yoğunu satması ve Billy’nin geleceği için abisiyle yaptığı konuşma, ısınmak için Billy’nin annesinden kalan tek hatıra olan piyanonun kırılıp yakılması, eşcinsel arkadaşı ile dans ederken yakalanan Billy’nin babasına meydan okuyan dansı ve tüm ailenin sınav sonucuna dair yaşadıkları heyecana rağmen zarfı ilk kez okuyan kişinin Billy olması gereğini düşünüp o zarfın etrafında toplanıp bekledikleri sahnedir.
 
Toplam blog
: 64
: 5712
Kayıt tarihi
: 27.06.07
 
 

İnsanım herkes kadar; zengin kadar fakir kadar, kadın kadar erkek kadar, Müslüman kadar Hristiyan ka..