Nereye gidiyoruz ?

Nereden geldik, nereye gidiyoruz acaba ? Ekmek ve daha iyi bir yaşam için büyük şehirlere üşüşen kırsal kökenli insanımızın, geldiği yere kendi kültürünü getirme çabası ve ısrarı, metropolü de kırsalla aynı seviyeye getirmez mi ? Ha, yanlış anlaşılmasın lütfen, metropolden çok daha medeni kırsalımız var, ancak kokuşmuş sokaklarında, sıkışık trafiğinde, tahammülsüz insanlarının yüzlerinde, bitmekte, tükenmekte olan ömürlerin tam merkezindeki bu tuhaflığı nasıl yok sayabiliriz ki? Yolun orta yerinde aracını durdurup, sol şeritteki kazayı meraklı gözlerle izlemek sizce 'İnsani' mi yoksa basit bir merak ve 'Felaket izleme açlığından' mı kaynaklanıyor ? Yolda yürürken bile terör estiren, dalgınlıktan dolayı yanından geçenle çarpışıp, hatalı olduğu halde 'Efelenen', kadına 'İnsan' muamelesini çok gören, çocuğuna kaliteli zaman ayırıp, onu geliştirmek, çocuğun aklında binlerce soruyu tetikleyecek akıllı soruları sormak yerine, bir takım ilkel kelimelerle ona sevgisini gösteren garip insanlar arasında yaşıyoruz. Boğaz manzaralı tepede bira içerken, sırtını manzaraya, yüzünü ev ve apartmanlardaki 'Özelimize' dönen, 'Bacak aralarıyla sınırlı' bir alanda azami meraklı olan, yüksek sesle konuşmayı ve hatta bağırarak gülmeyi bir marifet sanan, yediği ve içtiğinin artıklarını çevreye 'Çöp' olarak döndüren, tahammülü dar, asabiyeti yüksek, maço, küfürsever, ama sonuna kadar inançlı, her şeyi çok iyi bilen ve arada kendi kendine garip sesler çıkartan insanlar sizin de çevrenizde yaşıyor mu acaba ?

Bu bir bilgisayar oyunu değil maalesef. Yaşam, çoğumuzun algılayabildiği ölçüde sadece bir tane ve hızla akıp gidiyor. Peki siz, tabir yerindeyse 'Tek atımlık kurşununuzla' böyle bir çevrede mi yaşamak istemiştiniz ? Ne mi yapılabilir, neden tartışıp 'Faydalı' bir şeyler yapmıyoruz, ne dersiniz ?