Neşet Ertaş'ın cenaze namazını kıldıran hocanın Müslümanlık kaygısı...

Cenaze üzerinden siyasi rant elde edilir mi?

Bildiğiniz gibi Neşet Ertaş’ın ölümünden herkes nasiplenmek(!) istemiş, hatta kültür Bakanımız cenaze’ye İzmir’den başlayan eşliğinde, defnedilinceye kadar devam etmiştir.

Cenaze töreninde herkes kıyısından köşesinden başını uzatmış ve bende buradayım dercesine geleceğe yatırıma yönelmiştir.

Cenaze namazından sonra Başbakan yaptığı konuşma ile Neşet Ertaş’ı ne kadar çok sevdiğini(!) göstermiştir.

Yalnız cenaze töreni sırasında, cenaze namazını kıldıran hocanın söylemlerine kimse dikkat etmemiş. Hocanın söyledikleri bu gün, gün yüzüne çıkıyor.

Ben hocanın ne dediğiyle hiç ilgilenmedim.

Cenaze töreni boyunca, televizyondan siyasilerin rant kapma oyununu izledim.

Cenaze namazını kim kıldırdı dersiniz?

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Kamil Yılmaz!

 Kamil Yılmaz, Neşet Ertaş'ın cenaze namazını kıldırırken yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:

"Ömrünü hakka ve halka hizmete adamış, musallada bulunan halk kahramanımız Neşet Ertaş'ı hepimiz tanıyoruz, dünya tanıyor, ülkemin insanı tanıyor. Onun memleketine bağlılığı, dinine, diyanetine bağlılığı hepimizin ittifakla şahit olduğu bir husus. Şiirlerinde, sazıyla söylediği bu duyguları çok derinliğiyle görüyoruz. Ama yine de bununla birlikte biz bir son defa sizlerden, onu hali hayatında tanıyan, sohbetlerine iştirak etmiş, programlarında bulunmuş, televizyonda onu seyretmiş halkımızın bir ferdi olarak, her birinizden onun hali hayatında kemal-i sıhhatinde Müslüman bir insan olduğuna şahitlik eder misiniz? Şahitlik eder misiniz? Daha yüksek sesle, şahitlik eder misiniz? Neşet Ertaş da şüphesiz fani bir insan. Son yolculuğunda Neşet Ertaş üstadımıza haklarınızı helal eder misiniz? Lütfen haklarınızı helal edin. Allah bu şahitliklerinizi ve helalliklerinizi kabul buyursun. Allah yerini boş bırakmasın. Duamız budur."

Demek ki; Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı’nın Neşet Ertaş’ın Müslümanlığı ile kaygıları var. Cemaatin şahitli ile bu kaygılar giderilmiş midir dersiniz?

Sahi Müslümanlığın kişilere göre değiştiği bir durum mu var?

Eğer bir insan ben Müslüman’ım diyorsa ve Kelime-i Şahadet getiriyorsa o insan Müslüman kabul edilir.

Hocanın namaz kıldırırken böyle bir soru yöneltmesinin ardındaki art niyeti anlayan varsa, yorum olarak yazsın da bizde öğrenelim.

Aslında fazlada söylenecek bir söz yok. Ülke insanını tek düze yapmak için herkes el birliği yapmışçasına, can hıraş çalışıyor.

Bu ülkedeki herkes Arap Vahabi gelenek ve göreneklerine göre ibadet etmesi için zorlanıyor.

Bu ülkedeki bir sürü insan görmezden gelinerek, her alanda olduğu gibi cenaze namazında bile ayrıştırılıyor.