Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '20

 
Kategori
Şiir
 

NİLHAN'DAN GÜNCEL BİR ŞİİR...

 

                                               Yanardöner

 

Ne dersek diyelim, dünya dönüyor dönmesine ama

Keşke arada birçok hızlı dönüp başımızı da döndürse,

İçmeden sarhoş etse…

Ya da bir an dönmeyip dursa, dursa da öyle kalakalsak

Zamanda asılı.

Sonra şıklatınca parmaklarımızı,

Başlasa yeniden o bilindik dansına;

Altmış, yetmiş, seksen...

Ohhh! Bu benim dünyam işte...

                            ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::                  

                                    A. Nilhan ATSÜ

 

Nilhan ATSÜ, şiir yüzlü ve gülen gözlü bir yakınım… Konuşmasına da doyum olmaz, kendisini ilgiyle dinletir! Hele o gülen yüzü, insanın içini ısıtır! Söylemeden geçemeyeceğim; eşi Prof. Dr. Necmettin ATSÜ (İstanbul Kent Üniversitesi Rektörü), başlı başına bir değer!

Nilhan, İstanbul Kent Üniversitesi’nde Doktor Öğretim Üyesi, olarak görev yapan Dermatoloji Uzmanıdır. Oldukça duygusaldır. Fırsat buldukça şiir okuma ve yazmaya zaman ayırır. Ayrıca, yayımlamayı düşündüğü kitabının tasarım aşamasında olduğunu da buradan duyurmak isterim.

Geçtiğimiz gün kimi bilgilerinin yanı sıra demetli şiirlerini içeren uzunca bir metni, Yazar Portal’da okuduğunuz kanısındayım. Şimdiyse dönüş yapmak elzem oldu. Nasıl mı?  Aşağıdaki paragrafı ve şiiri okuyalım.

Güncelliği olan bu şiirine vurgu yaparak okurlarının ya da ilgi duyanların yeniden okumaları düşünüldü. İçselleştirerek okuyacağınız söz konusu şiir, aşağıdadır. Geliniz birlikte okuyalım, derim.

Esenlik dileklerimle.

 

MASKELİ BALO       

                 (CORONA günlerine ithâfen…)

Bütün dünya, dört bir yandan,

Yazar-çizer, hem de ağlar,

Genç, yaşlı, çoluk, çocuk,

Aman dinleyin dostlar,

Benim de hepimize, iki çift lâkırdım var;

İşte tam da bugünlerde,

Bir “Taç”lı geldi âleme,

Kuruldu tahta, orduyla

Ve seslendi insanlara;

“Yaktınız, yıktınız,

Bıktınız, şımardınız,

Haydi, şimdi buyurun Balo’ya,

Macabre Dansı’na,  (*)

Ama kurallarım var,

Evvelâ yıkansın eller,

Öyle kol kola değil,

Birer metre arayla,

Aklı karalı, morlu sarılı,

Maske takın sırayla,

Başlayın dansa bir arada,

Kimin soluğu güçlüyse,

O kalacak ayakta,

Cesareti olmayanlar,

Katılmasın Balo’ya,

Unutun baharı, yazı,

Camdan bakın hayata

Bilin ki; ders alana dek,

Uzayacak bu dava.”

Dillerdeki budur ama

Son söz düştü yine bana,

Ne yapmalı, ne etmeli?

Bitirmeli eziyeti.

Analarım, atalarım,

Ağalarım, bacılarım,

Kızlarım, kızanlarım,

Emmilerim, dayılarım,

Fatma teyze, Ayşe hala,

Kulak verin lâflarıma;

Şöyle büyücek, dört köşeli bir peşkir bulalım,

Sarışınım, kızılım,

Esmerim, kumralım,

Tutalım bir ucundan barış ve hoşgörüyle,

Doğa ve tüm canlılara saygıyla öte uçtan,

Kalan ikisinden birine inanç,

Berikine de umutla sarılalım,

Serpelim bol bolamat,

Sevgi tozu ile şükür dumanını birbirine katarak,

Serelim peşkiri elele,

Dünyamızın üstüne,

İşte o vakit, taht da düşer, taç da,

Balo da biter, dans da,

Ve ondan kelli,

Açılır bütün kapılar hayata.

       A. Nilhan ATSÜ

 25 Nisan 2020, İstanbul

(* ) Macabre Dansı (Danse Macabre): Ölüm dansı olarak da adlandırılan, ölümün evrenselliği üzerine bir geç ortaçağ sanatıdır. Hayattaki konumu ne olursa olsun, bütün insanları birleştirir. Rönesans dönemi resimlerinde kullanılan ölüm temalarından biri olup, dans eden insanların arasında Azrail figürü de yer alır.

*

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..