Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Notlar

Notlar

*Evimin önündeki kaldırımda bulunan zeytin ağacımın kuruyan dalını kestim, uzun saplı süpürgeyle kaldırıma ve yola dökülen yaprakları süpürüyorum. Yoldan, kol kola girmiş yeni evli olduklarını sandığım bir çift geçiyor. Genç bayan eşine:

-Şu yaşlı amcaya bak, dünyasından geçmiş, hala çöpçülük yapıyor. Bu yaşta da emekliliğin dolmadıysa eğer. Yazık, yazık, acıdım vallahi amcacığın haline, dedi.

*Sabah yürüyüşünde çocuk doktorumuz Nuri Kuzugüdenlioğlu ile karşılaştık. Hoş beşten sonra bana ayaküstü şu dötlüğü okudu:

“Biz de bir zamanlar Süleyman idik,
Ateşe, kömüre hükümrân idik.
Sanmayin ki, Sultan Süleyman idik,
Tersanede, körükçü Süleyman idik!”

Doktor ağabeyim bana bir laf tutturdu ama, anlamını çıkaramadım.

*Ramazan Güngör, değerli saz ustası Ahmet Özarslan tarafında düzenlenen bir geceyle

anıldı. Eraslan’ın Atatürk’e yazdığı şiir, dinleyenleri çok duygulandırdı.

*Fethiye Güzel Sanatlar ve Kültür Derneği başkanı sevgili Hasan Kalkan’ın girişimleriyle, TRT sanatçısı Hamdi Özbayı’ın 60. sanat yılı kutlandı. 80. yıl kutlama dileklerinde bulunuldu.

*Şair Nurettin Göstepe’nin davetiyle Fetav Kültür Komisyonu olarak Koru köyündeki yemeğe katıldık. Bindiğimiz minibüste çoğu zaman Enver Yalçın’ın eşek düğünü konuşuldu. Yolda yalnız başına yayılan bir eşek gördük ve acıdık. Bir de; “Ellerin eşeklerine telli-duvaklı, yemekli- keşgekli düğün yapılsın, sen gariban eşek, buralarda yalnız başına bir tutam ot bulacağım diye dağı taşı dolaş” diyerek dalgamızı geçtik. (Ölme eşeğim ölme, yaz gelsin de yonca yedireyim. Ha, anne sütüne en yakın süt eşek sütüymüş haberiniz olsun.)

*Bir köyün mezarlığı çayın öte yakasındaymış. Çayın öte yakasına geçmek için bir tek köyün imamımın kayığı varmış. Bir cenaze düştüğünde imamın kayığına konulur çayın öte yakansıdaki mezarlığa götürülürmüş. Yokefendim “İmamın kayığına binmek” oradan kalmış.

Bizim buralarda, belli zamanda birkaç konuya girersen; “dereden, tepeden” veya, “armıt-sapan” deyiverirler.

Sahi, sizin oralarda ne derler?

 
Toplam blog
: 165
: 646
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Recai Şahin: 1941 yılında Fethiye- İncirköy'de doğdum. İlkokul köyümde, ortaokulu Fethiye'de okud..