Nurgül'le dudaktan öpüşmek isterim...

Nurseli İdiz, son dönemlerde yaptığı işlerle değil ilginç ve bir o kadar da sansasyonel açıklamalarla gündemi yakalamaya çalışıyor.

Oyunculuktaki başarısını (!) eleştirmeye niyetim yok. Bir zaman adından bahsettirmeyi biraz da olsa başarmış, üstelik kendisine "hanımefendi sanatçı" bile dendiğini hatırlıyorum. Bir dönem iyi sayılan bir kaç işin dışında merdivenleri inmeye başladığının farkına vardı ki, adını duyurmak uğruna pekte hoşa gitmeyecek konuşmalar yapmaya başladı. Yazık..

Geçtiğimiz yıl "Kadıncıklar" adlı tiyatro oyunundaki rolünden bahsederken, "Genelevleri iyi bilirim" "Yapacağım bir program nedeniyle o ortama girdim ve orada çalışan kadınlarla görüştüm. Her birinin hayatından ne filmler diziler çıkar " dedi. Nurseli İdiz bu ropörtajı ile haksız bir tepki almıştı. Aslında her sanatçı rolüne yararı olacaksa bu ve bunun gibi yerlerde araştırma yapabilir ve oralarda yaşayanlarla birebir görüşüp konuşabilir fakat "sanat" için yaptığı araştırmayı anlatırken beyan'larına da dikkat etmeli.

Nurseli İdiz, bir TV kanalında gösterilen "Orada neler oluyor" adlı programda, tiyatro sahnesinde rol gereği öpüşen(!) Beste Bereket ile Dolunay Soysert'i örnek vererek, "Böyle bir rolde bana da Nurgül Yeşilçay eşlik etsin isterim" dedi. Nurgül Yeşilçay ile dudak dudağa öpüşmek istediğini açıkça ifade eden İdiz, bir oyunda da, Can Gürzap ile "ateşli öpüşmeler" yaptığını ve oyun bitip eve dönünce kanepeye uzanıp TV seyrediyor olmanın kendisine "çok acı" geldiğini söyledi.

Her çıkışın bir inişi olduğu kaçınılmaz ama bir dönem halkın beğenisini kazanmış adının önüne "sanatçı" ünvanı almış kişilerin, kendilerine gösterilen sevgi ve saygıyı dillerine hakim olamadıkları yüzünden kaybetmeleri "TV'yi yalnız seyretmelerinden" bence çok daha acı..

Oyuncuların oynadıkları rolleri sahnelerde bırakması, özel hayatlarında "Kadıncık" değil "kadın" olduklarını hatırlarından çıkarmamaları dileğiyle.

Gülriz Yiğit