- Kategori
- Güncel
O kişinin siz olduğunu düşünün...
Zaman; Ortaçağ’da her hangi bir gün
Mekân; Engizisyon Mahkemesi
Sanık; herhangi biri
Suçlama; gizlilik kararı nedeniyle bilinmiyor
Sanık: Hakkımda ifade edilen tüm suçlamaların tamamıyla gerçek dışı olduğunu bildirip aleyhimde tek bir kanıtın bile olmadığını ifade etmek istiyorum, sayın hakim.
Hakim: Madem suçlamaları kabul etmiyorsun, madem suçsuzsun, kanıtla bakalım masum olduğunu.
Sanık: Ama efendim, nasıl olur? Suçun var olduğunu iddia eden ben değilim, beni suçlayanların iddialarını kanıtlarla destekleyerek ispatlamaları gerekmez mi? Bu nasıl yargılamadır?
Hakim: (sanığı susturarak) takdir ve yargılama haklarını kimden aldığı kuşku götürmeyen yüce mahkememizin yargılama esaslarını bile tartışmaya açan ve suçsuzluğunu kanıtlayamamanın vermiş olduğu telaşla ne yapacağını şaşıran sanığın, burada açıklanması gizlilik nedeniyle yasak olan kanıtlarında doğrultusunda suçlu olduğuna karar verilmiştir. Karar; …
1970'li yılların sonları, ABD’de ırkçılığın doruk noktalarına ulaştığı yıllar. Beyazların hükümranlığını sürdüğü Missisipi’de küçük bir kız çocuğu yol kenarında, tecavüze uğramış ve cesedi parçalanmış halde bulunur. Yapan kişiler az-çok ortadadır, herkesçe bilinmektedir aslında ama alt mahkeme sanıklar hakkında beraat kararı verir. Küçük kızın ailesi isyan ederler duruma ama ellerinden hiçbir şey gelmez. Çünkü zencidirler! Ve şüpheliler beyaz, tıpkı jüri üyeleri gibi…
Ardından aile konuyu bir üst mahkemeye taşır. Son savunmalar yapılmaktadır yine hepsi beyaz olan jürinin karşısında. Küçük kızın haklarını savunan avukat, mahkeme salonundakilere dönerek; gözlerini kapatmalarını ister herkesten. Onlara bir hikâye anlatır. Küçük bir kız çocuğunun yol kenarında oynarken 3-4 kişinin saldırısına uğramasını, haykırışlarını, hıçkırıklarını anlatır, nasıl tecavüze uğradığını, sonra parçalanarak yok edilmeye çalışılan küçük bedenini tasvir eder herkese. Ve en son cümle olarak şunu söyler herkese yumuşak bir sesle;
–“Tüm bunlara uğrayan o kız çocuğunun beyaz olduğunu düşünün!”
Şimdi bende size şunu söylüyorum; gözlerinizi kapatın ve o mahkemede o sanık sandalyesinde oturan ve hangi delillerle mahkûm olduğunu bilmeyen ve büyük ihtimalle bilemeyecek olan kişinin siz olduğunuzu düşünün. Ve tüm bunların şimdiki zamanda gerçekleştiğini de aklınızın bir kenarına yazın...