Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '14

 
Kategori
Eğitim
 

OECD raporlarından neler öğrendik ?

OECD raporlarından neler öğrendik ?
 

İş ve çalışma hayatında yetkinlikleri yetersiz, yaşam becerilerini edinme bunu yaşam kalitesine aktarma oranı düşük olan bir ülkenin elbette en önemli sorunu eğitim olmalıdır.

OECD ülkeleri içerisinde 15-24 yaş arasındaki nüfusun okul, staj veya işte olmayan yüzdesi  (zaman israfı) açısından Türkiye %30 ile en kötü durumda bulunuyor.

Okulun kendisine iş ve çalışma hayatında fayda sağladığını düşünerek okulu ciddiye alan, motive gençliğin oranı ülkemiz genelinde  %29  ile OECD  ülkeleri içinde son sıralarda.

Türkiye okumanın maddi getirisinin en düşük olduğu OECD ülkeleri arasında yer alıyor.

Değişim ve gelişime yön veren nesiller yetiştirmek istiyorsak ; yeni ihtiyaçlara göre kendini yenileyebilecek, yüksek adaptasyon kabiliyetine sahip analitik ve eleştirel düşünme, problem çözme gibi temel becerilere sahip bireyler yetiştirmemiz lazım.

Öğrencinin Zihninde kalıcı bir öğrenme eylemini gerçekleştirmesi için öğrenilecek şeyin “anlamlı” ve “değerli” olması gerekir. Öğrenci öğrenmesi gereken şeyi, niçin öğrenmesi gerektiğini, ne işine yarayacağını ve bunun yaşam bağlamındaki karşılığını bilmeli ve öyle motive edilmeli.

Eğitim mekanlarının ve öğretmenlerin niteliğini geliştirmek maliyeti yüksek ve süresi çok uzun olabilir. Ancak, eğitimde kullandığımız teknolojinin ve içeriğin niteliğini geliştirerek bunu kullanmaya hazır öğretmenlerin hizmetine vermek hem ekonomik, hem de etkin bir başlangıç olabilir.

21. Yüzyıl becerileri dediğimiz “öğrenme ve inovasyon”, “bilgi medya ve bilişim teknolojileri,” ve “ hayat ve kariyer “ becerilerini okulun hedeflerinden öğrencinin hedefleri boyutuna yansıtabilmeliyiz. Okulun hedefleri bu  beceri ve değerlere uygun şekilde tanımlanmalıdır.

Fiziki imkanlar ölçüsünde  “sınıf” düzeni ile birlikte işleyen “ nitelikli derslik” ve öğrenme ortamları çeşitlendirilmeli

Eğitim İçeriklerini ve ders materyallerini sürekli güncellemeliyiz.

Müfredatı bitirmeyi değil “kazanıma erişmeyi” esas alan bir öğrenme stratejisi izlemeliyiz.

Eğitim materyalleri, performans görevleri , proje vb. etkinlikler , öğrenciye cevapları vermek yerine, yeni sorulara ve kişisel araştırmaya yöneltecek nitelikte olmalıdır.

Eğitimde kullanılan içerikler yorumları çoğulcu bir yaklaşımla sunmalı, farklı görüşleri savunan kaynakları da kapsamalıdır.

Ders materyalleri gerek bilgi içeriği (akademik yönden), gerekse sunuşu (eğitsel yönden) açısından güncel olmalı, İşlenen konular, metinler  güncel ve bugünün gerçeklerini yansıtmalı.

Öğretmen öğrencilerin özdeğerlendirme yeteneklerini ve sürekli gelişme motivasyonlarını geliştirmek üzere farklı ölçme-değerlendirme fırsatları sunmalıdır.

Öğrencilerin kendilerini test edebilecekleri, ve geliştirmeye ihtiyaç duydukları alanları görebilecekleri ve bu alanlarla ilgili bilgilere ulaşabilecekleri bir ortamın internette oluşturulması

Öğrencilerin dünya üzerindeki diğer bilgi kaynaklarına rahatlıkla ulaşmalarını sağlamak üzere bir arama ve tercüme motorunun sağlanması da önemlidir.

Sanal deneylerin hazırlanması ve internet aracılığı ile bilgisayara ulaşabilen tüm öğrencilere sunulması eğitim açısından faydalı olacaktır. Yine öğrencilerin kapsamdaki konularla ilgili sorularını internet üzerinden cevaplandıracak bir sistem kurulması öğrenme etkinliğini artıracaktır.  

Eğitimde kullandığımız teknolojinin ve içeriğinin sürekli geliştirilmesi oyunların öğrenme araçları olarak internet üzerinden sunulması da ilgiyi artıracaktır.

Gelecek on yıllar çok hızlı değişim ve değişikliklere tanıklık edecektir. Veli, Öğretmen, Yönetici, okul ve okul paydaşları olarak bizle bu değişimin neresinde olacağız? Önemli olan soru bu?

Bugün 7-8 yaşlarındaki çocuklarımız 20’li yaşlara geldiklerinde, günümüz mesleklerinden bir çoğunun artık  önemini yitirmiş olacağı gerçeğini göz ardı etmeden öğrenme ortamlarımızı  tasarlamalıyız.

Ülke olarak eğitim sistemini, okul olarak öğrencilerimize sunduğumuz öğrenme ortamlarını  rekabet edebilir düzeye getiremezsek gelecek nesillerimize altından kalkamayacakları büyük bedel ödemeye ve hep değişim ve dönüşümün arkasında olmaya onları mahkum etmiş oluruz.

Eğitimde yeni teknolojileri kullanmaksızın ve eğitimin içeriğini güncelleştirme sürecimizi yeniden yapılandırmaksızın dünya ile rekabet edebilecek nesiller yetiştiremeyiz. 

 
Toplam blog
: 5
: 131
Kayıt tarihi
: 25.11.13
 
 

ODTÜ Eğitim Bilimleri   yüksek lisans eğitimi emekli öğretmen.   ..