Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '07

 
Kategori
Aile
 

Oğluma mektup

Oğluma mektup
 

İki yıl önce, benim için çok önemli olan bir olayı aktarmak istiyorum. O günkü duygularımı bir sağlıkçı olarak hasta yakını tarafından aktarmak ilginç geldi ve sizlerle paylaşmak istedim. Blog için iyi bir başlangıç olur diye düşündüm.

Yıllar geçti ve bir İsmail’in ardından başka bir İsmail geldi dünyamıza.. Son 15-20 gündür ifadesi zor bir mutluluk getirdi aynı zamanda. Büyük İsmail’in yani babamın ruhunu taşıyor olmalı. Hissediyorum. Büyük İsmail ebedi istirahatine çekildiği 14 Ocak 2001 yılından bu yana hayatımdaki en anlamlı değişimi yaşıyorum. Tamam tabiat kanunları geçerli, tamam ölenle ölünmüyor, tamam zaman acıları hafifletiyor ama Büyük İsmail’i bir daha göremeyeceğim gerçeğini hala kabullenebilmiş değilim. Bu gerçek aklıma gelince bir an önce sıyrılmak istiyorum, çünkü kalbim kızgın yağa atılmış bir et parçası gibi pişmeye başlıyor.
Yıllardır gurbette olduğum için sanki eve döndüğümde yine onu görecekmişim gibi hissetmem beni biraz olsun avutuyor sanırım. İşte onu her zaman yanımda görebileceğim artık. 02 Temmuz’da Ayvalık’ta başlayan hayata yürüyüş serüvenin 1 hafta erken de olsa 22 Mart 2005’te sonlandı. Annenin suyu gelmiş o gün. Bana telefon etti. O sırada hasta bakıyordum. Önce şaşırdım, belki ne yapacağımı tam kestiremedim. Daha bir haftan vardı. "Ama daha hastalarım var" cümlesi dökülmüş ağzımdan. Sonra bu espri konusu oldu. Bana dokundurup durdu bir süre. Özel hastane mi, GATA mı derken apar topar -tam da apar topar değil- biz GATA’nın yolunu tuttuk. Birlikte çalıştığımız Muharrem Abi önde, biz arkada. Babaanneni evden alamadan GATA’ya gittik. 14:30- 15:00 gibi hastaneye ulaştık. Kan tahlilleri, yatış işlemleri, diğer ameliyatlar derken saat 17:00’de bir hademe senin elbiselerini istedi. Kalbim duracak sandım.

Önce senin doğup doğmadığını soramadım, sonra çekingen bir ifadeyle oldu mu kelimesi döküldü ağzımdan. O anki duygularımı anlatamam. Sanki ayaklarım yere basmıyor bir halının üzerinde hareket ediyor gibiydim. Bu arada Anneannen ve Deden doğduğunu bilmiyorlar. Anneannen şüphelenmiş. Biz de yola çıkıyorlar, heyecanlanmasınlar tansiyonları çıkar diye haber vermemiştik. Ne kadar saç büyütmüşün be kuzum içerde. Saçların simsiyahtı. Annen yoğun bakımda anestezinin etkisinden kurtulmaya çalışadursun sen acıkıp mızıldamaya başlamıştın. Ama diğer bebeklere göre usluydun. Ben ve babaannen o gece seni bir annene yoğun bakıma bir odasına götürüp getirdik. İlk emmede sağ memeden hoşlanmadın ve bizi biraz telaşlandırdın. Sonra problem olmadı. Kime benziyor tartışmaları arasında dayına ve bana benzediğin konusunda iki görüş ortaya çıktı. Babaannen "aman sorarsa amcasına benziyor" deyin diye uyardı. O deli amcan kızarmış yoksa. O gece cep telefonumdaki herkese doğduğunu mesajladım. İki gün hastanede kaldıktan sonra taburcu ettiler. Ertesi gün kontrol için GATA Çocuk servisine gittik yine. (Doğumda 48 cm) 50 cm boy, kilon doğduğunda 3200 gr iken 2960 gr’a düşmüş. Şişlerin indiği için.

Dudakların ve burnun hakikaten bana benziyor. Kalın dudakların ve kocaman kocaman delikleri olan bir burnun var. Benimkilerin de öyle olduğunu görürsün umarım. Daha sonraları o kalın dudaklarından çok öptüm. Sen meme zannedip dudaklarıma çok yapıştın. Annen sık sık "bu oğlanı sapık yapacaksın" diye çıkışıp durdu bana. 40 güne kadar bebek öpülmezmiş vs vs. Doğal reflekslerin gereği dudaklarının yanlarına ne değerse sağa sola başını çevirerek meme aramanı görmelisin. Bu konuda da annenden birçok uyarı aldım tabii. Ama bu arama faaliyetlerin sırasındaki sevimliliğin insanı seni yemeye zorluyor.

Bir de nöbet dışında akşam eve geldiğimde göğsümün üzerinde yatma alışkanlığımız oldu bu 15 gün içinde. Senin doğumunun şerefine aldığım baklavaları da unutmamak gerek. Lojman kantinindeki tatlıcıyla epey samimi olduk. Beni görünce gözleri parlar oldu. Benim ve annenin köyüne amcan ve deden tarafından ikişer ağaç diktik senin doğumunun anısına. Yani Hamamlı’da iki çam ağacın, Çakıllı’da iki ceviz ağacın seninle birlikte büyüyecek. Hem annenin hem de benim sanırım şimdiye kadarki hayatımızda yaptığımız en güzel şey sensin. Bunu annen sık sık dile getiriyor. 11.04.05- Nezle oldum. 4-5 gündür sana yaklaşamıyorum. Seni çok özledim karamığım.

 
Toplam blog
: 5
: 1942
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

1971 yılında Bandırma'da doğdum. İlkokulu Hamamlı Köyü'nde, ortaokul ve liseyi Savaştepe Öğretmen Li..