Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Öğretmenler, “hedef tahtası”nda: Az çalışıyor, çok maaş alıyorlar!

Öğretmenler, “hedef tahtası”nda: Az çalışıyor, çok maaş alıyorlar!
 


Memurlar ayaklandı.

Kesk ve Kamu-Sen’den beklenen bir tepki.

Memur-Sen de, işin içinde olunca, “ayaklanma”, renklendi. Memur-Sen  olduğu için olsa gerek, Milli Eğitim Bakanı, eyleme katılan öğretmenler hakkında işlem yapılmayacağı söyledi.

Memurlar niye ayaklandı?

Daha çok zam almak için...

Hükümet, sonunda 2012 için  yüzde 3.5+4, 2013 için de 3+3 teklif  etti.

Hükümet’in zam teklifi, başta Memur-Sen’i hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü onlar, daha önce yüzde 8+8 olarak istemiş, sonra yüzde 7.5+7.5'e inmişlerdi. 2013 için istenen de yüzde 6.5+6.75'ti.

İktidara yakınlığı ile bilinen Memur-Sen sanıyordu ki, hükümet, kendilerini dinleyecek; ne kadar etkili ve güçlü olduklarını dünya alem bilecek.

Oysa hükümet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,  memura ne kadar verileceğini 8 ay önceden karar bağladığını, bütçeyi buna göre yaptığını, bunun dışına çıkılacağı zaman....

Evet, çıkılacağı zaman,  bütçede dengeyi sağlamak için “zam”ların geleceğini,  üstüne basa basa söylüyordu. Yapılan “ilave”nin yeterli olacağını, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na da bunun değişmesinin mümkün olmayacağını ima etti.

Ardından Maliye Bakanı, devreye giriyor.

O Maliye Bakanı ki, Merrill Lynch’ten aldığı yıllık 770 bin dolar maaşı tepmiş, gelmiş önce milletvekili, sonra bakan olmuş.

Niye ki?

”Gerçekten bu ülkeye hizmet etmek için, gönüllü bir şekilde geldim, her şey para değil.”

Sonra da diyor ki:

“En cömert sektör, finans sektöründe verilen yıllık maaş artışı yüzde 6.6. Bizim verdiğimiz yıllık yüzde 7.6”

Maliye Bakanı, dolaylı yoldan ne demek istiyor?

Verdiğimizle yetinin!

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na da mesaj veriyor.

Anlarsınız ya!

11 kişilik bu kurulda 4 sendika temsilcinin (Memur-Sen 2, Kesk 1, Kamu-Sen 1) olduğunu anımsatalım.

*****

İlgili bakanlar, televizyonlardan ayrılmaz oldu/lar.

Biri gidiyor, öbürü geliyor. Hepsinin ortak yanı, memura götürülen “zam teklifi”nin yeterli olduğunu “vatandaş”ın kafasına sokmak, direnen memura karşı, “Bu memurlar da çok oluyor!” havasını yaratarak, direnişe karşı “tepki” oluşturma.

“Para” söz konusu olunca, esnafa, iş çevrelerine hoşgörülü olan, oy hesabıyla “kömür”, “buzdolabı”, bilmem ne dağıtan iktidar, memur söz konusu olunca, bir başka oluyor.

Hele öğretmenlere!...

Bakanların çok konuştuğu yerde, her zaman olduğu gibi, “son söz"ü söyleyen/ söyleyecek olan Başbakan, öğretmenleri, “düz memurlar”ın, “vatandaş”ın “hedef tahtası”na koydu:

“Bir öğretmenin en düşük olanı 1624 lira alıyor. Ne karşılığı alıyor? Haftada 15 saat karşılığı alıyor. Peki, düz bir memur ne kadar çalışıyor? 40 saat. 40 saat için bu rakamın altında alanlar da var. Öğretmen ek ders verirse, bunun üstünde alıyor. Bir de tatili var. Yılda iki ay. Düz memurun tatili ise 20 gün. Şimdi soruyorum; bu haksızlık değil mi?”

Başbakan, görülüyor ki, öğretmenlerin aldığı maaşı hak etmediklerini düşünüyor!

Yani öğretmenler, az çalışıyor, çok maaş alıyorlar.

Başbakan, memur maaşlarına yapılmak istenen zammın yeterli görülmemesine kızmış olmalı ki, böyle bir karşılaştırma yapıyor. Böylesi bir karşılaştırma, “Bu camia benim en çok saygı duyduğum kesimdir.” deme, ne yazık ki, boşlukta kalmadan öteye gitmiyor.

Başbakanın “öğretmen”, “düz memur” karşılaştırmasıyla söylemek istediği açıkça şu:

Oturun oturun oturduğunuzu yerde, zaten aldığınız maaşı hak etmiyorsunuz!

Her karşılaştırma doğru değildir, yığınla yanlışın kapısını çalar. Hani derler ya, “elmalarla armutları birbirini karıştırma”, tam da ona benziyor.

Başbakan, “öğretmen”le “düz memur”ları karşılaştıracağına, bizce yanlış olur ya, milletvekilleriyle, imamlarla karşılaştırsaydı ya!..

Hangi “düz memur”, işyerinde yaptığı işleri eve taşır, evde sürdürür. Onlar, işi biter, kalkar evine gider. Sabah kalkar, işyerine gelir. Ne evde hazırlık yapar, ne de işini evine taşır.

Öğretmen öyle mi?

Öğretmen, zil çalınca derse giren/ çıkan bir “robot” değildir.

İnsanları “saf” yerine koyarak bu soruyu daha açmaya gerek yok.

*****

Memurlar, başta öğretmenler ayaklandı; alanlara döküldü.

Milli Eğitim Bakanı, öğretmenler hakkında bir işlem yapılmayacağını söyledi. Ama kimi yerlerde başta kaymakamların soruşturma açtıkları söyleniyor.

Başbakan konuştu ya...

Öğretmenler, “hedef tahtası”da yine...

Atış serbest!

Bizden de öğretmenlere “alkış”...

TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..