Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ogün katildi, bugün çocuk!

(Katilden çocuk yaratmak) Eskiden çocuktan katil yaratılırdı, şimdilerde katilleri çocuk yapmaya başladılar. Hrant Dink’ in katiliyle ilgili farklı zamanlarda düzenlenen adli tıp raporlarını ya da Ogün Samast’ ın çocuk mahkemesinde yargılanması kararını sorgulamak değil amacım. Bugün mahkemenin aldığı karar bir sonuç. Bunun yasal dayanakları veya hukuki sonuçları üzerinde yorum yapmak yerine vicdani sonuçları üzerinde durmakta yarar var. Hrant Dink’ in sevgili eşi Rakel’ in “adalete yasayla pranga vurulmuş” sözünde yankılanan feryadını ve buna karşın mahkeme başkanının “ne yapalım, yasa böyle” şeklindeki aczini gördükçe insanın yüreği burkuluyor. Bir yanda çok iyi niyetlerle hazırlanmış yasalar, yasaları uygulamakla yükümlü yargıçlar, öte yanda bu yasal boşlukları kullanarak, kamu vicdanını derinden yaralayan mahkeme kararları. Yasayla vicdanları arasında sıkışıp kalan insanlar………………… Ailesine, çevresindeki ağabeylere, amcalara, komşularına yapılan haksızlıklara dayanamayan, birçoğu da farkında olmadan, oyun oynar gibi taş atan çocukları topluma kazandırmak için yapılan yasal değişikliklere, kuşkusuz vicdanı olan herkes onay vermişti. Ancak bugün aynı yasadan, Hrant Dink gibi evrensel değerlere ölümüne bağlı bir barış gönüllüsünü, kendisini bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak gören bir ermeni aydınını, alçakça katleden bir caninin yararlanması, ister istemez vicdanlarımızda derin izler bırakıyor. Ölümünden önce bir vali yardımcısının odasında tehdit edilmesi sırasında odada bulunanların mit görevlisi olduğu ve tüm bu gelişmelerin Milli İstihbarat Teşkilatının bilgisi dahilinde yapıldığının mahkeme kayıtlarına geçmesi de ayrıca insanın yüreğini acıtıyor, öfkelerimizi daha da artırıyor. Bu ülkede yaşayan tüm vatandaşların yaşam hakkını güvence altına almak zorunda olan kurumların nelerle uğraştıkları her gün basında çarşaf çarşaf yer alıyor. Jitem’ in yaptıkları, PKK ile mücadele adı altında kimi görevlilerin korucularla birlikte işledikleri cinayetler, sınır karakollarındaki güvenlik zafiyetleri, silah ve uyuşturucu trafiğine takılan yüksek rütbeliler, fuhuş batağına dalanlar, Yargıtayda rüşvet skandalları……………… Tüm bunlar artık saklanamaz hale gelmiş, derin yapılanmalar açığa çıkmış, devletin ali menfaatleri ve laik cumhuriyetin ulvi değerlerini koruma adına yapılan yasa dışı uygulamalar, kirli ilişkiler, kanlı cinayetler orta yerde dururken; hala statükoyu savunanlara, değişime inatla direnenlere ne demeli? Türkiyede var olan sorunu bir sistem sorunu olarak görmek yerine hala Çankaya resepsiyonlarıyla kafayı bozanlara, Yargıtay üyeleri içerisinden 50 oyla HSYK ya seçilenleri görmezden gelip, 6.500 oyla seçilenlerin meşruiyetini tartışanlara zaten söyleyecek sözümüz yok. Üstelik de oy kullananlar, bütün yurtta görev yapan, en az 15 yıl meslek kıdemi olan, yani AKP iktidarından önce Hukuk Fakültesinden mezun olmuş hukukçular. Bu yalın gerçeğe rağmen; ısrarla ve inatla yüksek yargıda eskiden var olan kastın devamını, bugünkü nispeten daha çoğulcu HSYK yapısına tercih edenlerin vicdanı da Rakel Dink’ in bu haykırışı karşısında sızlar mı bilmem? Ülkemizde yaşanan böylesine önemli olaylar varken, sizin Çankaya için uygulayacağınız sözüm ona” düşük yoğunluklu protesto” kimin umurunda! ayhanongun@gmail.com
 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..