Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '11

 
Kategori
Kitap
 

Oğuz Atay

Oğuz Atay
 

Oğuz Atay


Bu zor bir yazı olacak benim için. Çünkü konumuz Oğuz Atay. Nasıl anlatacağımı kafamda pek toparlayamadım açıkcası. Yani akademik mi takılsam yoksa böyle ergen genç modunda 'Aman ya adam zaten dahi sana mı düştü tasası' ruh haline mi bürünsem? Neyse yazdıkça açılacağız sanırım, sonunda ne çıkacak ortaya hep birlikte göreceğiz 

Yazmadan önce biraz araştırma yapayım dedim, şu meşhur internet sözlüklerinde bakalım millet ne düşünüyor gibisinden bir gezinti... Öncellikle şunu gördüm ki O.A'yı herkes sahiplenmiş, kendinin bir parçası yapmış bir dedikodudur gidiyor hakkında. Sanırım onun kadar hakkında yorum yapılan, sözleriyle hava caka satılan Türk romancı azdır diye düşündüm. 

Üniversiteli gençlerin tam 'hayat boş eğlen çoş zamanları' hasbel kader ellerine geçirdikleri Tutunamayanları afakanlar basarak bitirmeleri sonucunda kendilerini Selim Işık'la birleştirmeleri, sonlarının Turgut gibi olacağından söz etmeleri ortamlarda bir sıfır öne geçirir onları. Böyle asılmalar kasılmalar, yandaki kızın hayran bakışları altında 'Benim de bir Olric'im var biliyor musun?' sömürüleri, sallamasyonları. Hele ki mühendisler için kızlara feci hava atma potansiyeli vermiştir ayrıca bu durum. 

' Biliyor musun Oğuz Atay'da mühendismiş.' 

İşte herkesin hakkında bir sözdür sazdır yazdığı, çizdiği bir yazardır Oğuz Atay. Bu yüzden hakkında yazmak da zordur. Ben de bu söz saza karışacağım gibi ama napalım yazmak istiyorum, yazıcam şımarıklığı. 

Oğuz Atay yukarıda da bahsedildiği gibi inşaat mühendisidir efendim. Beyaz yakalı olarak tabir edilenlerden. Zihnim beni yanıltmıyorsa baba zoru bir meslek seçimi olmalı. Burjuva bir aile ferdi, belki de ondandır kendine bu kadar güveni. 724 sayfalık tabiri caizse bir kutsal kitap olarak görülen Tutunamayanların yazarı. Garip kitaptır Tutunamayanlar, konular konu içine geçer, 724 sayfa olmasına rağmen neresinden açıp okumaya başlarsanız bir şey kaçırmadın hissi verir insana. Çünkü bir bütünlük arz etmez bana göre. Bu bir başarısızlık mıdır? Ne haddime haşa.Tam tersine Türk romancılığında çıtayı o kadar yükseğe çekmiştir ki yazar geçinenleri ürkütmüş, hafiften yusuflandırıp 'Bundan sonra yazdıklarımızı nasıl yazacağız şimdi?' telaşına düşürmüştür. Kimine göre gereksiz ayrıntıyla doludur ve çoğu sayfa elenebilir. Ama ben bilemem bu kadarını, dediğim gibi haddime düşmez. Okuduktan sonra aylım baylım geçirirsiniz ' Tam da kafamdan geçenler bunlardı, ala ala adama bak ne de güzel iafde etmiş bunalımlarımızı' gibi yarı sivil- yarı resmi düşüncelerle boğuşursunuz. Tutunamayanlar ayrı bir yazı konusu olacak kadar uzundur o yüzden uzatmayacağım daha. 

Oğuz Atay'ın beyin tümöründen öldüğü yazıyor kaynaklarda. Geriye bıraktığı eserler: Tutunamayanlar, Bir Bilim Adamının Romanı, Tehlikeli Oyunlar, Korkuyu Beklerken, Oyunlarla Yaşayanlar, Günlük, Eylembilim. Yıldız Ecevit'i O.A'ın 'Ben Buradayım' adlı bir biyoğrafi çalışması bulunmaktadır. Ama bizler onu en çok Tutunamayanlar romanıyla biliriz. Yukarıda da sözünü ettiğim gibi herkesin Oğuz Atay'ı bambaşkadır ve herkese bu kadar prim yaptırdığını bilseydi acaba onun o güzelim mizahı ile bunun hakkında ne yazardı? Bat dünya bat, git piyonga bileti sat gibi insanı gülümseten bir şeyler söylerdi sanırım. 

Efendim yazı uzar gider, ama siz okumadıysanız Oğuz Atay'ı bu laflara sazlara bakmadan, nacizane okumanızı tavsiye ederim. Okuyun, efendim okuyun bir şey kaybetmez kazanırsınız. 

Yazar hakkında 'mış mış'lar

1) Tutunamayanlar 1970'de TRT Roman Ödülü'nü kazanmış. 

2)Türkiye'nin James Joyce'u diyenler varmış. 

3) Dolma Bahçe'nin yola bakan duvarının inşaatını üstlenmiş, oldukça ucuz bir maliyetle bitirmiş, malzemeden çaldı gerekçesiyle mahkemeye verilmiş 

4) Selim Işık'ın ilhamıyla çoğu genç İTÜ inşaat Fakültesine yazılmış. 

5) Tutunamayanlarda aslında Turgut Özben'nin Oğuz Atay olduğu söyleniyormuş, Selim Işık'ta ismi değiştirilmiş yakın bir arkadaşıymış. 

6) Ahmet Handi Tanpınar'dan etkilenmiş. 

7) İsa'nın ortaokula gitmesini istiyormuş, hatta onunla arkadaşlık etmesini çok istemiş. 

8) 724 sayfa boyunca temposu düşmeden yazabilmenin sırrını açıklamdan öldüğü diye yazarları kendine bir nebze küstürmüş. 

9) Aydınların aydını takılan Enis Batur bile Tutanamayanlara önsöz yazarken eli titremiş. 

10) Bir radyocu dinliyecilerine sorduğu soruyu kimsenin bilememesi sonucu kazananları Oğuz Atay'ın romanlarından seçip anons ediyormuş , güzelim insanım bunu da çakmıyormuş. 

 

Ben ise en çok mizahını seviyorum, her şeyden bir giller serisi çıkarabilmesine hayranım ve özellikle bat dünya bat diye başlayan cümlelerini de kullanmaktan haz alıyorum. Yazımı şöyle bir okuyunca ortaya çok da ciddi bir şey çıkmadığının farkındayım ama ne çıkar, zaten ne kadar ahımlı şahımlı yazmak istesem de Oğuz Atay hakkında iyice küçüleceğimi bildiğim için hiç bulaşmadım, mutluyum ne de olsa hepimiz ' Disconnectus Erectus'uz

Sevgilerimle sevgili Tutunamayanlar... 

 

 

 
Toplam blog
: 45
: 1108
Kayıt tarihi
: 07.01.08
 
 

1986 doğumlu.  ..