Okçu eski hesabı kesti

Fenerbahçe tam bir Brezilya takımı görüntüsünde. Çok hızlı ve agresif oynamıyorlar ama dar alanda ince bileklerle müthiş paslaşmalar yapıp, rakibi gerek fiziksel gerekse de mental olarak oyundan düşürüyorlar. Guiza sezonun en erken golünü yine müthiş bir Alex pasıyla attı ama bu Brezilya paslarıyla oyun 15. dakikada da kopabilirdi.

Brezilyalıların en zayıf halkası Wederson gözüküyor. İleri çıkışlar yapıyor ama hep bal yapmayan arı gibi. Efektif bir futbol veya yaratıcı bir oyun anlayışı görmek zor Wederson’da… Daum’un Uğur’u tek kalemde silip atmaması gerekir. Belki defansif özelliği olmadığından oynatmak istemiyor ama o zaman da Santos’u geriye Uğur’u öne koyabilir. Bu kadar çabuk kaybetmemeli Fenerbahçe Uğur’u…

Alex’in sezona asist ile başlaması tesadüf değil, Alex yanındaki yöresindeki Brezilyalılardan öylesine mutlu ki, bu yüzünden okunuyor. Hele Dos Santos’la müthiş uyumlu gözüküyorlar. Birbirlerine müthiş paslar attılar. 16. dakikadaki paslaşmaların mutlaka golle sonuçlanması gerekirdi ama olmadı. Alex’i böylesine mutlu görmek çok keyifli… Guiza’da dönem dönem bu ikilinin arasına girmeyi becerdiğinde mutlaka çok daha fazla gol atacaktır bu sezon. Yanında Alex, Dos Santos ve sağ tarafta da Gökhan gibi asistcisi olduğu sürece çok gol atması tesadüf değil okçu'nun... Gollerini attıkça Guiza yüzündeki o acılı ifade hergün azalıyor...

İntikam soğuk yenen bir yemek derler ama futbolda intikam yoktur, rövanş vardır. Türkiye’ye geri dönerse birgün oynamak isteyeceği ilk maç olan Denizlispor maçı hemen sezon başında çıkmıştı Daum’un karşısına ve biran önce de kazanmak istiyordu. İlk yarıdaki oyunla kazanacağını da gösterdi zaten.

İkinci yarıda Fenerbahçe golleri kaçırdıkça futbolda sıklıkla kullanılan "atamayana atarlar" desturu aklıma geldi. Daum'un gecikmeli hamlelerine Gökhan'In güzel pası yetişti ve milyonlarca Fenerli Denizli kabusu görmeden rahatladı. Halbuki, Alex ile Dos Santos'un o nüthiş paslaşmalarından birkaç gol çıkabilirdi ama olmadı.

Fakat daha öncede dediğimiz gibi, Fenerbahçe'de eksiklikler çok net gözüküyor. Takımın biraz süratlenmesi lazım. Önder milli takım moraliyle daha iyiydi ama Bilica taraftarları biraz endişelendiren isim olmaya başlıyor. Volkan ise kampa geç katılmanın etkisi mi bilinmez ama bir konsantre sorunu yaşıyor.

Dos Santos ağır gözükse de hücumu çok sevdiği belli. Sezon içinde 10 gole yaklaşır. Christian ise Emre'yi rahatlatırken Emre'nin hücuma daha fazla katılmasını sağlayabiliyor.

Öyle tuhaf bir maç oldu ki, sezonun en erken golünün atılıp, en geç biten maçı olarak tarihe geçti. Neredeyse 1 gün 1 gece oynandı. Maça 9 Ağustos başladık bugün 10 Ağustos oldu...

3 sene önce Denizli'liler sahaya devamlı konfeti atıp oyunu durdurup soğutmuşlardı, bu sene ilahi adalet işte elektrikler sayesinde 30 dakika tribünlerden geç çıkmak zorunda kalacaklar...

Hakemler ise bildiğiniz gibi, kalkan ofsaytların neredeyse yarısı hatalıydı...

Sezonu galibiyetle açmak güzel. Daum 3 sene önce lider geldiği Denizli'den 3 sene sonra lider dönüyor. Bir hesap kapandı. Şimdi hedef şampiyonluk...

Hoşgeldin Herr Daum...

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ
09-10 Ağustos 2009