- Kategori
- Deneme
Okumadan Yazdım Bugün
Nasıl severim?
Nasıl severmişim?
Akışına bırakarak, içimden çıktığı gibi sıralansın cümlelerim,
Dönüp tekrar okumadan, imla hatalarımı bile kontrol etmeden...
Hazır mıyım yüzleşmeye, insanları nasıl sevdiğimle?
Hadi bakalım.
Güzel bir yürek mi?
Huzur bulmak mı?
Kendini bulmak mı?
Gözleriyle anlaşmak mı?
Ümit etmek mi?
Kendini düşünmek mi?
Karşılık beklediği için mi?
İmkansız olduğundan mı?
Herkes seviyor diye mi?
Kimse sevemiyor diye mi?
Kendiğilinden mi?
Bağlanmak ihtiyacından mı?
Acı çekmeye bağımlılık mı?
Çıkarlarından dolayı mı?
Ruh ikizi ya da öküzü olduğundan mı?
Bu böyle uzar gider.
Ben bu sorulara bir cevap vereyim.
Yüreğini bilmeden, huzur mu verir,
hayatımı mı karartır düşünmeden.
Kendimi bulurum elbet, ya gözünde, ya sözünde,
ya duruşunda, ya bakışında.
Ümit ederim, hayallerimde büyütür,
bir hikaye uydururum ve inanıp inanmadığımı sorgulamam
kendi yazdığım hikayeme.
Karşılık beklemem demek yalan.
Ama elma da beni sevmek zorunda değil hani.
İmkansıza inanmam. O aptallık.
Sadece zaman alır.
Gerçekleşince ise kaybolan vaktine acıtır.
Herkes seviyor mu gerçekten?
Kimse sevmiyorken kimseyi, ben ise seviyorum.
En çok kendimi.
Sevmek ''ben bunu bir seveyim'' dediğin zaman olmuyor.
Kendiliğinden geliyor.
Kişiye bağlılık değil, hissine bağlılık güzel.
Acı çekmenin dozları var mesela.
Ölüm ve sağlık dışında ne kadar acı varsa
tatlı ve besleyici acılar aslında.
Çıkarlarım?
Çıkarları için seven insanlar çok daha mutlu.
Bizim gibi ikiziyle öküzüyle uğraşanlarsa hala mutluluğa umutlu.
Seviliyor musun diye soracak olursan?
Seviyorum.
Öyle işte.