Okumak

Okumak; insâna özgü bir faaliyettir.

Okumak için önce yazmak gerekiyor. Yazmayı bilmezsek okuyacak bir şey bulamayız. Bu durumda da cânımıza okuruz veya okuturuz.

Yer yüzündeki iki cânlıya örnek verelim. Bunlar insân ve hayvan.

Hayvanlar, hayâtlarını nasıl sürdürürler?

İnsânlar, hayâtlarını nasıl sürdürürler?

İki sınıfın da ortak hayât özelliği vardır. Yaratılış ereği, özellikleri farklıdır.

Hayvanların okumaya ihtiyaçları yoktur. Nasıl yaşayacaklarını bilirler.

Hayvanlar ne yiyeceklerini, ne içeceklerini, nereden bunları sağlayacaklarını, nerede barınacaklarını, nasıl korunacaklarını, nasıl yuva yapacaklarını bilirler.

Bir kuş kendisine mükemmel bir yuva yapabilir. Fakat her kuşun yuvası farklıdır. Bir kuş mükemmel bir sese sahib olabilir.

Hayvanlar arasında farklılıklar olduğu gibi, insânlar arasında da farklılıklar vardır.

Bunları öğrenmek için okumak gerekiyor. İncelemek, araştırmak da …

Yazıp okumazsak, okuyup yazmazsak hep başa döneriz. İlerleyemeyiz.

Okul, okumak bunun için gereklidir. Hani kimileri akıldan söz ediyor ya! Kendi aklıyla doğruyu bulacağını söylüyor ya! Hani neredeyse enbiyâya, evliyâya, â’lime, hocaya, şeyhe, imâma, eğitimciye, yazara, şâi’re, okula gerek kalmadığını ukâlaca söyleyecek. Fakat bir taraftan da bilimden söz ediyor!

Bu durum; okuduğunu anlamamaktan ileri gelmektedir. Yani okumak; zararlı olmuştur!

Okumak; cehaleti giderir. Fakat yanlış, yalan, sahte bilgi, delil; kişinin kalbini, beynini köreltir ve hayâtını karartır.

Okumak iyidir; fakat doğru anlamak, algılamak koşuluyla.

Okumak için paramızı, emeğimizi, vaktimizi, enerjimizi harcarız. 

Okulda okumak;  1-16 sene veya daha çok sürebilir. Hayâtta okumak ise; ömür boyu sürmektedir.

Niçin okuyoruz?

Genelde diploma sahibi olmak için, meslek sahibi olmak için!

Doğru bilgi edinmek; kaçıncı sırada kalır?

Doğru Türkçe öğrenmek kaçıncı sırada kalır?

Türkçe, Dil Bilgisi sözel ya! Sayısalcı için gerekli değil mi? Neden ilgisiz kalıyorlar?

Matematik, Fizik, Kimya, Geometri, Bilim ve Teknoloji için Türkçe, Türk Dili, Dil Bilgisi gereksiz mi?

Oysa dil; kendimizi doğru ifade etmek için bir araçtır. Metinleri, soruları, şıkları, ip uçlarını, formülleri doğru bir Türkçe ile yazmazsak nasıl doğru anlarız, nasıl soruları çözeriz?

Kaç sene okunursa okunsun Türkçe’ye değer verilmiyor. Türkçe doğru öğrenilmiyor, doğru öğretilmiyor. Türkçe’ye sözde değer veriliyor. Türkçe’ye değer verdiklerini söyleyiciler de başka yanlış yollara sapıyor!

Bu yolla; hem Türkçe’ye hem başka dillere düşmânlık yapıyorlar.

Böylece doğrulardan, bilgiden, ilimden uzak kalıyorlar.

Salt okumak; sorunları çözmüyor. Tam tersine sorun oluyor.

Okumak;  hiç okumamaktan iyidir. Körelmemişsek doğruyu bulduğumuzda yanlışı düzeltiriz. Eğer inatçı, kibirli, kasıtçı, düşmân, kötü niyetli, salt çıkarcı, bencil, kıskanç değilsek.

Okumak gereklidir. Fakat ne okuyalım? Roman, şiir, hikâye …

Her şiir; kısa bir hikâyedir. Hele doğru BİLgi, doğru TÜRKçe içerikli olursa doyum olmaz. Sosyal medyadaki  şiirlerimi de okumak gerekiyor. Bunlar; RG TÜRKçe EDEBÎYAZ AKIMI özelliğindedir. Diğer edebîyat akımlarından farklıdır.

TÜRKÇE bilmeyici Türk, doktor, avukat, savcı, muhabir, editör, sanatçı, besteci, şâi’r, yazar, eğitimci, mühendis, muhasebeci, basımcı, yayıncı, bakan, vekil … olmamak için doğru BİLgi, doğru TÜRKçe çerçevesinde eğitim öğretim görmeliyiz.

İnsân bir yuva yapmak için paraya, iyi okumuş bir mühendise veya iyi okumuş bir mimara ihtiyaç duymaktadır. Fakat bir bülbülün ne paraya ne mimara ne okumaya ne izne ne projeye ihtiyacı yoktur. Kafese ise hiç ihtiyacı yoktur! Okumuş insân bunu anlamalıdır.

Okumaktan ne anlıyoruz? Okumak ile okumamak arasında ne fark var? Okumak bizi insânlıktan çıkartıyorsa …

Konuyu doğru okumak gerekiyor. Doğru anlamak, doğru algılamak da…

Ramazan Gülsen TÜRKçe Şâi’ri