Olağan dışı futbol

Dün akşam oynanan maç, gidişatı, takımların sistemleri ve sonucuyla tamamen olağan dışıydı. Her şeyden önce futboldaki şans faktörüne ve bu doğruluda kötü oynansa da alınan galibiyetlere, geriden gelinip kazanılan maçlara ve son dakika gollerine 3 puandan daha fazla önem veren daha doğrusu bu durumların bir anlamı olduğunu düşünen biri olarak bugünkü maçın ardından Galatasaray'ın bu senenin birinci şampiyonluk adayı olduğunu söylemem gerekir.

Zira geçtiğimiz senelerde örneğini çok gördüğümüz şampiyon-son dakika golleri bağlantısı bu sene hiç bir takımda olmadığı kadar sarı kırmızılılarda var. Geride kalan maçlara bakıldığında Gaziantepspor, Gençlerbirliği, Trabzonspor, İBB Spor ve en son dün oynanan Denizlispor maçları eğer 88 dakika oynansaydı Galatasaray bugün liderle aynı puanda değil ondan tam 11 puan geride olurdu. Tüm bunlar alt alta koyulduğunda ortaya Galatasaray'ın maçı son saniyeye kadar bırakmadan mücadele etmesinin yanı sıra yukarıda değindiğim bir anlam çıkıyor.

Maça gelirsek her ne kadar Kalli takımın başında olmasa da telefonla yardımcısı Akçan'a direktiflerini ilettiği ya da Ahmet Hoca'nın da Feldkamp ile birebir aynı fikirde olduğu anlaşılıyor. Çünkü 1-1 devam eden maçın son yarım saatinde 3 son çeyrek saatinde de 5 forvetle oynamak bugün Feldkamp'ın sistemi dışında hiç bir futbol gerçeği ile bağdaşmıyor. Gol atmak için forvete fazla oyuncu almak, gol yememek için kaleye bir kaleci sokmakla aynı şey değildir. Elbette rakip yarı alandaki sayınızı artırmak gole yönelik bir hareket ancak aslen bu oyunculara servis yapabilecek oyuncuların sahaya sürülmesi takımın gol atma şansını artırır. Ancak Kalli ve yardımcısı Ahmet Akçan, ne zaman sıkıntıya düşse takımı 4 forvet artı Servet modeline geçiriyor, uçta oynayan Ü.Karan, Hakan Ş. Serkan ve Nonda'nın yanı sıra tam olarak nerede oynadığı kestirilemeyen ama sol açığa yakın oynayan Servet ile adeta bir halı saha maçı modeli uyguluyor. Buradaki sorun aslında Galatasaray kadar rakip takımlarda da var. Bu şekilde dağınık bir şekilde üzerine gelen takım kim olursa olsun, onların ekmeğine yağ sürercesine kapanmak yerine orta sahada yapılacak bir iki olumlu pas ile savunması sadece 2 kişiden ibaret rakibin üzerine gidilebilse çok istenen 1 puan yerine 3 puan dahi sürpriz olmaz Denizlispor ve benzerleri için.

Bu haftadan sonra son haftaya kadar Denizlispor gibi ligde rahat bir durumda olmayan bir takımla oynamayacak olan sarı kırmızılıların maçlarda güzel futbolla mı yoksa futboldaki şans faktörüyle mi 3 puana uzanacağını ya da kötü futbolla mı yoksa talihsizlikle mi puan kaybedeceğini ilerleyen haftalarda göreceğiz.Ancak başta da dediğim gibi bu sene şansın Galatasaray'ın yanında olduğu kanaatindeyim.