Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Ölü bir şarkı gibi...

Ölü bir şarkı gibi...
 

Şarkımı ölüydü, yüreğimi… Bilmiyordu…

Hayır biliyordu ama bunu içinden bile söyleyemiyordu… Kendisini kandırmalıydı… Ve içindeki sesler yükselmeye başlamıştı bile…

Ölü bir şarkıydı dinlediği, içinde hiçbir anlam olmayan sadece birkaç enstrümanın bir araya gelip tıngırdatmasıyla oluşan bir gürültü kirliliği gibiydi. Hiç bir şey ifade etmiyordu ona, yüreğindeki acıya, mutluluğa, hüzne, sevince herhangi bir duyguyla örtüşmüyordu bu tınılar.

Oysa bir zamanlar müzik her şeydi onun için… Hatta ruhunu besleyen tek şeydi. Tek bir nağme ona kimsenin ifade edemeyeceği duyguları hissettirirdi...

Dayanamıyordu odasını dolduran bu gürültüye. Eski radyosunu kapatmak için uzandığında yatak başında duran yıllardır elini sürmediği gitarı gözüne ilişti. Siyah bir örtü vardı üzerinde. Durdu ve düşündü. Bu örtüyü düşlerine de siyah bir perde çektiği zaman örtmüştü. Acı ile anımsadı, Kaşları çatıldı, yüzü içten içe küfür ediyormuş gibi bir hâl aldı ve tek bir hamleyle çekti örtüyü, aldı eline gitarını..önce yüreği titredi, sonra parmakları, nasıl özlemişti bu duyguyu. Tellerine dokundu, kasasına dokundu, kokusunu içine çekti. Nasıl da tozlanmış ve eskimişti ama bıraktığı gibi duruyordu olduğu yerde…keşke o da beni öyle bulsaydı..

Neler eksilmişti…yıllar, yaşamak zorunda olduğu yaşam şekli neler götürmüştü ondan. Başında yanıtlarını çok iyi bildiği ama yanıtlamak istemediği kocaman soru işaretleri beliriverdi. İtiraf edemiyordu kendine. Nasıl derdi ‘hayat beni yaşadı ben onu yaşayamadım’, nasıl derdi ‘ben bu değilim, yaşam beni benden uzaklaştırdı, beni istediği gibi biri yaptı’.Beyninin yüreğine olduğu hakimiyetini kaybetmesini ilk defa sağlamıştı.

Ve sustu, susturdu içindeki tüm sesleri…

Müzik yapmayı nasıl özlemişti. Tellerine dokundu tek tek. Derin bir nefes aldı başını kaldırmadan. Yetmedi bir daha aldı. Heyecanı çok büyüktü...çok uzun zaman oldu ona dokunmayalı, gitarıyla, yaptığı müzikle, içindeki nağmelerle bütünleşmeyeli...

İçinden tüm geçmişini geçirdi ama acı ile başlamak istemiyordu. Tüm geçmişini tek nefeste, bir şarkılık silmek istiyordu hafızasından. Bu mümkünmüydü? Sadece bir şarkıcık, birkaç dakika. ‘Eğer mümkün olsaydı’ dedi içinden ‘bu ihtiyar, genç ölecekti’.

Artık dinlemek istemiyordu, gitarını çalmak, yüreğinde ki müziği yapmak istiyordu. İlk ses gelmişti coşkuyla devam etti..ama içindeki geçmişin acısına engel olamadı kaldıramadı başını. Ne yazık ki kendi olamamıştı. Hayat yönlendirmişti onu. Ve oda isyana hakkı olmadan sürüklenmişti hayatın götürdüğü yerlere.

Tek istediğiydi hayatını dolduran müzikle yaşabilmek.Yapamamıştı.

Şimdi odasını dolduran bir tını, yüreğini doldurduğu o hüznü boşaltan bir sığınak olmuştu.

Sadece birkaç dakikalık…

 
Toplam blog
: 26
: 906
Kayıt tarihi
: 31.01.07
 
 

Hayata yayılarak yaşamayı düşlerken, zamana sıkıştığımı fark ettim, tek sebebini çalışma şartları..