Onlara dolar, bize de kan ve gözyaşı düşer

Emperyalist kuşatma altında bulunan halklar, kompradorlaşmış oligarşik egemenlik sistemlerinin baskısı ile ezilirken, petrolden elde edilen gelirler silah tekellerinin kasalarına akıyor.

Askeri ihtiyaçları karşılamak amacıyla artırılan petrol üretimi, ABD’nin çıkarları açısından tehlike oluşturduğunda ise muazzam bir silah deposuna dönüştürülmüş olan Orta Doğu’da tetik çekilerek tekrar fiyatlar yükseltiliyordu. Dünya silah endüstrisinin mezbelesine dönüşen bölge, her zaman için savaşa hazır bir potansiyel taşıyordu. Savaş-Kriz döngüsüne oturtulan bu mekanizmanın, elbette karmaşık bir temeli vardır.

Dünya petrol rezervinin %3’ü ABD’de, %2’si Avrupa’da, &66’sı Orta Doğu’dadır. Emperyalizmin, Orta Doğu’ya yönelik politikalarının ekseni bölge petrollerine aşırı bağımlılığıdır. Bu ölçekte bir bağımlılık, bölgenin iç sorunlarını karmaşık uluslar arası çelişkiler zembereğinin ortasına yerleştiriyor. Emperyalist statüko, İsrail ve petrol oligarşilerini "İstikrarın vazgeçilmez güvencesi’" sayıyor. İsrail ve stratejik ittifakları ile birlikte emperyalist sermaye devresinin korunmasında, askeri güvenlik sisteminin en önemli unsurudur. Petrol oligarşileri ise aynı sermaye devresinin bölgedeki ayağıdır.

Bir ülkenin ulusal çıkarları ile küresel sermayenin çıkarları uyumlu hale getirilir. Önce sistem borç paraya ve krediye muhtaç duruma getirilir. Her yandan küresel sermayeye bağımlı hale getirilen sistem emperyalistlerin dümen suyuna girmiş olur. Bu durumda sistemdeki egemenler, kendi halkına ihanet içinde emperyalizmin fedailiğini yapmak zorunda kalırlar.

Kanla sulanan Orta Doğu petrollerinin geliri dolara, bize de kan, gözyaşı ve ayrılık düşer.

Murat Akcan

Kaynak.Barbarlığın Kaynağı Petrol-Suat Parlar
Anka yayınları-2003