Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

04 Mayıs '09

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Ortaçocukluk - Cinsel Durgunluk Dönemi

Ortaçocukluk - Cinsel Durgunluk Dönemi
 


Ortaçocukluk dönemi olarak adlandırılan süre, çocuktaki ödip döneminin bitiminden ergenliğin başlamasına kadar olan zamanı kapsar ve bu döneme "cinsel durgunluk dönemi" de denir.


Cinsel açıdan baskının egemen olduğu toplumlarda 6-12 yaşları arasında çocukların cinselliğe az ilgi gösterdiği gözlenir. Bu dönemde çocuklar bilgi edinmede, spor etkinliklerinde, yeni becerilere sahip olmada daha çalışkan görülürler. Bu dönem çeşitli uğraşların ve heveslerin çağıdır. Cinsellik bu yaşlarda uykuya yatmış gibidir, bundan ötürü bu döneme durgunluk dönemi denmektedir.


Freud'a göre, çocukların cinsel yaşamı 3-4 yaşlarında yakından gözlenebilir bir biçime girer. İşte bu dönem sırasında, sonraları cinsel içgüdünün gidişini tıpkı baraj gibi engelleyecek zihinsel güçlerin oluşmasına yol açan cinsel durgunluk, bütünsel ya da kısmi olarak oluşur. Uygar ortamda yetişmiş çocuklardan elde edilen izlenim, bu barajların ortaya çıkmasının eğitim sonucunda olduğudur; şüphesiz eğitimin bunda büyük rolü vardır.


Lâkin gerçekte bu gelişme kalıtım yoluyla organik olarak belirlenir ve kimi zaman durgunluk, hiç eğitimin olmadığı bir ortamda da ortaya çıkabilir. İlkçocukluk dönemindeki cinsel dürtüler ve etkinlikler, durgunluk döneminde, enerji cinsellikten başka alanlara kaysa bile tümüyle ortadan kalkmaz. Cinsel-güdüsel güçlerin cinsel amaçlardan sapıp başka alanlara yönelmesi, yüceltmeye yol açar; yüceltme toplumlarda olduğu kadar bireylerin gelişmelerinde de rol oynar.


Yüceltme çocukluğun durgunluk döneminin başlangıçlarına uzanır. Çocukluğun bu döneminde cinsel dürtülerden yararlanılamaz. Aslında bu, durgunluk döneminin bellibaşlı özelliklerinden birisidir. Diğer yandan da bu dürtüler ters yönde gelişebilirler. Haz bölgelerinden doğabilecek bu dürtüler etkinliklerini, hoş olmayan duygulardan doğan güdülerden sağlayabilirler. Sonunda, zihinsel barajların (nefret, utanç ve ahlâkçılık gibi) oluşması sağlanmış olur.


Ortaçocukluk diye adlandırılan bu dönem, çocuğun ilkokula başladığı yaşlara rastlar. Çocuk yepyeni bir ortama ayak basacak, yeni tepkiler, davranışlar ve yeni insanlar tanıyacaktır.


Çocuğun bu döneminde fiziksel açıdan da çeşitli değişiklikler görülür. Hareketler daha düzenli ve daha dengeli olmaya başlar, çocuk gövdesiyle eskisine nazaran daha uyumlu olur.


Büyüme de dengelidir, kilo alma ve boy atma arasında belirli bir uyum izlenir. Çocuk bu dönemde bir uğraş olarak spora da merak salar. Bütün bunlar gövdesinin gelişiminde belirli roller oynar. Daha çok sokağa karşı bir eğilimi vardır. Cinsel güdülerinin büyük ölçüde geri plana atılması, onun oyuna ve yan uğraşlara daha fazla zaman ayırmasını sağlar.


Bilhassa ilkokulun sonlarına doğru erkek çocuklarda pul, misket ve benzeri nesneleri biriktirme merakı büyük ölçüde gelişir. Eğilimlere göre bu meraklar çeşitli yönlere gidebilir. Kimi çocuk da okumaya merak salabilir ve bu merak giderek yazmaya doğru yönelebilir. İlk şiirlerin genellikle 12-13 yaşlarında yazıldığı unutulmamalıdır.


İlkokul dönemi boyunca çocuk eğitim yoluyla dünyayı ve çevresini daha iyi tanımaya başlar. Yavaş yavaş coğrafya, tarih duygusu kendisinde yer etmeye ve giderek sayılarla uğraşmaya başlar. Bütün bunlar dünyayı kavramasına daha iyi yardımcı olacak bilgiler toplamıdır.


Çocukta bu dönemde aile yaşamı kavramının yanı sıra toplumsal yaşam kavramı da oluşur. Çocuk giderek daha bağımsız davranmaya başlar, anne ve baba ile ilişkisi eskisi kadar sıkı fıkı değildir ve böyle olması çok olağandır. Çünkü çocuk çevreyi tanıdıkça kendisinden ve öz çevresinden uzaklaşmak zorunda hisseder. Zihinsel gelişimi büyük ilerleme gösterir, okul ve eğitim de bu gelişimi belirli bir disipline sokar. Çocukların bu döneminde öğretici kitaplar hayli rol oynar. Renkli resimli ve basit anlatımlı ansiklopediler, çocukların en hoşlandıkları yapıtlar olur.


Cinsel durgunluk dönemi çocuklarında görülen bellibaşlı özelliklerden birisi, artık fantezilerle değil akılla hareket etmesidir. Bu açıdan okuldaki öğretmenlerin rolü büyüktür. Gerek ruhbilimsel, gerekse eğitsel açıdan ilkokuldaki öğretmenin tavrı çocuğu etkiler. Çocuk da ayıp, iyi, kötü ayrımları daha akılcı bir planda çözümlemeye başlar. Durgunluk döneminin çocuğu bu kavramlar arasındaki ayrımı anlar ve davranışlarını ona göre düzenler.


Çocuğun bu döneminde cinsel kuşkularının ve tepkilerinin gerilemesi bir bakıma onunla cinsel konuların konuşulmasını kolaylaştırır. Bu konuda bilmek istediklerini ya çevresine sorar ya da kendi kendine kitaplardan araştırır. Bu dönemde ailenin cinsel eğitimi önemlidir. Çocuğun cinsel bilinci oluşmaya başladığından ona karşı davranışlara özel bir önem verilmeli, tepkilerine saygı duyulmalıdır.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..