Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Orucumu bozmayacağım

Geçen gün sebepleriyle birlikte bir süre hayatımda kimseyi istemedğimi söylemiştim. Kendi duygularıma geçmeden önce çevremin hareketlerini anlatmak istiyorum. Kimler bu kararımdan haberdar, kimler değil bilemiyorum ancak sanırım 4 kilo zayıflayıp, biraz bronzlaşıp, “gencim, güzelim, aşksız da yaparım” moduna girmemden kaynaklanan bir gözde olma durumuyla karşı karşıyayım.

1.Ne kadar üzüldüğümü bilen Validem, havaalanının avukatı olan bir komuşumuzun eşiyle planlar kurup beni bekar müstakbel pilot koca adaylarıyla tanıştırmaya çalışıyorlar.

2. Validemin bir arkadaşı da aynı şekilde, çalıştığı diş hastanesindeki potanisyel diş hekimlerinin listesini çıkarmaya başlamış,

3. Funda, akşamları kız kıza çıkma bahanesiyle hayatımın aşkıyla karşılaşmam için sokaklarda dolaştırıyor, ama sonunda benim dediğim oluyor ve “erkekler kötüdür” nidaları eşliğinde onlara saydırıp evimize kös kös dönüyoruz.

4. Şaka gibi ama facebooktan tanımadığım adamlar ekleme talebi gönderip ekle beni diye haykırıyorlar.(Yemin ederim bekleyen 80'den fazla talep var, ben siliyorum yenileri geliyor)

Şu an için aklıma gelen teşebbüsler bunlar ve kediniz gülümseyerek seyretmekle yetiniyor. İstemiyorum işte, hayatımda kimseyi istemiyorum, ne kimseye güvenecek limitim kaldı, ne de aşkım böcüğüm yalanlarına inanacak kadar safım artık. Ben böyle mutlu, böyle de nefes alabiliyor, böyle de yaşıyorum. Neyse kararlı olduğumu gördüklerinde vazgeçeceklerini düşünüyorum.

Aşk orucumun ilk günlerinde yapamayacağımı düşünüyordum. Ben yalnız kalabilecek, ilgisiz bırakılabilecek bir dişi değilim ki… Yalnız kalma fikri her zaman korkutur beni. Bazen paniğe kapılıp , nefessiz kalarak uykularımdan uyandım. Hani böyle kesin bir karar alınca sanırım bilinçaltım sapıttı. Dile getirmeden yapsaydım böyle trajediler yaşamayacaktım ama hissetmem lazım ya her duyguyu!

Zaman geçtikçe yalnızlık fikrine alışmaya başladım. İllaki birini mıncıklamak istediğimde Osmanı yakalıyorum ve sımsıkı kucaklıyorum. Zavallı kedi, “manyadı buda” bakışları atarak, çaresizlik içerisinde onu rahat bırakmamı bekliyor.

Ayrıca Funda Amerika’ya dönene kadar kız kıza çıkmaya karar verdik. Dün akşam ilk seansımızı Lucca’da gerçekleştirdik. Tüm gece erkeklerin kötülüğünden bahsederek onları çekiştirdik ve aldığım kararın doğruluğuna şerefe kaldırdık. Arasıra “hayatımızın prensi” hülyalarına daldık dalmasına ancak, parmaklarında yüzükleri olan ve yanlarında sevgilileri olan erkekleri gördükçe kendimize geldik.

Bu akşam da değişiklik yapıp Sunset’e gideceğiz. Tam 20:00'de orda olacağız ve güneşin batışını seyredeceğiz. Yine Mojitolarımızı yudumlar, ne kadar mutlu olduğumuzu haykırırız. Kısmetimize de söver sonra yine “yalnızlık güzeldir, biz güçlüyüz” naralarını atarız.

Yoksa biz güçlü değil miyiz?

Hayır , hayır içimdeki şeytana uymamam lazım.

Bir karar aldım ve onu uygulayacağım.

Prens Charles gelse (vallahi ona aşıktım) hayatıma almayacağım.

2010 yılına kadar sadece kendime odaklanacağım, ruhumu arındıracağım, içimde biriktirdiğim üzüntülerimi, kinlerimi temizleyeceğim. Ve tabiiki de, tüm bunları yaparken sağlıklı ve iyi olduğum için şükür edeceğim.

Tek derdim aşksız olmak olsun.

Dünya’da sağlığı yerinde olmayan, aç, susuz, zor şartlarda yaşayan bir sürü insan varken, hayatımın aşkını bulamadığım için zırlamak şımarıklıktır ve ben bunu yapmayacağım işte…

Oruca devam

 
Toplam blog
: 125
: 1808
Kayıt tarihi
: 24.05.07
 
 

Bir gün elle tutulabilen, mürekkep kokusu içine çekilebilen GERÇEK bir gazetede köşe yazıları yaz..