ÖSYM Başkanı İstifa Etmez; Çünkü...

Milyonlarca öğrencinin geleceğine yön veren, ülkemizin en güvenilir kurumu ÖSYM, böyle mi olacaktı?

Olmayacaktı, ama oldu!

Yeni Başkan Prof. Dr. Ali Demir, ÖSYM’nin yükünü kaldıramadı; YGS ile de bunu kanıtladı. “Şifre iddiaları” konusunda izlediği yol, çelişkili açıklamaları, işin tuzu biberi oldu.

En acı olanı da, Cumhurbaşkanı’nın yanıltılması...

Cumhurbaşkanı, ÖSYM Başkanı’na güvendiği için, onun verdiği bilgilere dayanarak hemen demeç verdi, “Tatmin oldum” dedi. Cumhurbaşkanı’na güvenen öteki devlet adamları da sıraya girdi, Cumhurbaşkanı tatmin olduğuna göre, onlar da “Tatmin oldum” dediler.

Ancak, ÖSYM Başkanı, öğrencilere gönderdiği mektupta itirafta bulundu:

“Şifre var, ama sehven!”

*****

Başta Cumhurbaşkanı’nı yanıltan, öğrencilerin, velilerinin kafasını bir ÖSYM Başkanı var karşımızda...

Başkan, “Ben bu işi beceremedim, başta Cumhurbaşkanı’ndan, bana destek çıkan devler büyüklerinden, öğrencilerden özür dilerim. İstifa ediyorum” diyeceğine, “Şifre yok” diyen, bunun üstüne giden, yazı yazan, konuşan, eylem yapanları tehdit ediyor:

“Şunu da bilmenizi isteriz ki sizlerin heyecan ve duyarlılığınız üzerinden kamuoyunu karamsarlığa yöneltmek isteyenler hakkında gerekli inceleme, soruşturma ve yasal işlemler yapılmaktadır.”


Kamuoyunda şöyle bir algının büyük bir taraftar bulduğunu kim yadsıyabilir?

Başkan, gerekeni yapmıyor, koltuğu bırakmıyorsa, yanıltılanlar gerekeni yapmalı!

Başkan’ın bilerek ya da bilmeyerek yarattığı bu olumsuz durumunun faturası, AKP’ye kesilecektir. Çünkü siyaset dışı olması gereken bir duruma, siyasete bulaşıyor.

Çelişki açıklamalar, sonunda da “Şifre var, ama...” itirafına uzanan süreç gösteriyor ki:

ÖSYM Başkanı’na yanıltıcı bilgi verilmiş.

Yanıltılan Başkan da, Cumhurbaşkanı’nı yanılttı.

Cumhurbaşkanı’na güvenen Hükümet, Milli Eğitim Bakanı, TBMM Başkanı, YOK Başkanı da, dolayısıyla yanıltılmış oldu.

ÖSYM Başkanı, devleti/ hükümeti yanılttığına, “Şifre yoktur”dan “Şifre var, ama...”ya geldiğine göre, yanıltmakla kamuoyunun gözünde güç duruma düşürdüğü devlet adamlarını düşünerek görevini bırakmalıdır.

Bu, bir bedel ödemedir!

Kimi durumlarda istifa, kişileri, bağlı oldukları kurumları yüceltir. Bu, demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği ülkelerde böyledir. Bizde de özlenen budur. Ancak bizde, ne yazık ki, “istifa”, bir yenilgi, bir teslimiyet olarak görülür.

(Partilerin milletvekili listelerindeki yerini beğenmeyenlerin istifaları, “istifa kurumu”nun bir gereği olarak düşünülemez. Onlarınki, “istifa” değil, “istifade” edemeyecek olmanın gerektiği bir tepkidir. O tür istifaları ciddiye alıp övgü dizenleri de ciddiye almamak gerekir.)

ÖSYM Başkanı, bekleneni yapıyor mu?

Yapmadığına, yanıltılanlardan da bir talep gelmediğine göre, bu demek oluyor ki, istifa etmeyecek!


TURGUT ÇELİK/ Mersin