Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '06

 
Kategori
Mizah
 

Otobüstekiler

Otobüstekiler
 

Efendim hürmetler. Bayramın birinci günü canımdan ve İstanbul’dan bezdiren trafikten bahsederken bir zamanlar direksiyon başında değil de direksiyon arkası kitleden olduğumu ifade etmiştim ya.

İşte bu direksiyon arkası dönemlerimde vapurda, trende olduğum gibi rahat durmamış, insanlarımızı izlemiştim de otobüs kategorisi oluşturmuştum kendimce ve zihni sinirce.

Aslında yeni bir şey değildi bu, hepimizin sabah akşam rastladığı yurdum insan modellerinden otobüs müdavimlerinin kategorize edilmiş haliydi.

Peki kimdi bunlar?

Sabah- akşam binilen otobüslerde dikkat çeken ve artık ''kült'' haline gelmiş hal ve hareketler bütününü sergileyen yurdum insanlarıdır. Çok çeşitlidirler. Sayabildiğimiz kadarı ahanda aşağıda emir ve görüşlerinize hazırdırlar!

A- İki kişilik koltuğa çanta, kaban vs. bilimum teçhizatla sanki otobüs babasının malıymış gibi kurulan tipler :

Laf aramızda en uyuz olduğum ''yolcu'' tipleridir bunlar. Bayan, bay, gay olması farketmiyor.
Kategori için ''mal'' olmaları yeter şarttır. Dolayısı ile bazen bir çok boş yer olmasına rağmen kıllığına onların başına dikilip, oturabilir miyim der ve oturursunuz. Tabi hazret oflaya puflaya pılını pırtısını toplar ve bir de utanmadan başka yer yok muydu gibisinden arkasına bakar. Lakin gıcıklık değil mi onunla birlikte siz de bakarsınız arkaya ama ''tüh orada boş yer varmış gidip oraya oturayım bari demezsiniz'' tabi.

B– İki kisilik koltuğun koridor tarafına oturan tipler :

''A'' şıkkının teçhizatsız olan tipleridir. Bunlar kendi aralarinda ikiye ayrılırlar.

1- Art niyetsiz olanları : Muhtemelen bir veya ikinci durakta ineceklerinden inerken kendi ve yanındaki şahıs sıkıntı çekmesin diye koridor tarafına otururlar. Sayıları kel aynaklar kadardır ama bunların.
2 – Ar damarı çatlamışlar : ''A'' şıkkındaki teçhizatlı tiplerden amaç olarak farklı değillerdir.
Hatta ''A'' şıkkındakilerin hafifletici, ağır sebepleri (çanta, kitap, kaban vb) vardır. Dolayısı bu tipler daha bir maldır! Ve kimse rahatsız etmesin diye iki kişilik koltukta tek başlarına yayıla yayıla gitmek isteyen tiplerdir. Bunların bir başka türü ''C'' şıkkında ele alınacaktır.

C– İki kişilik koltuğun cam tarafına oturup evinde fashion tv seyreder konumun rahatlığında bacaklarını 45, 60 hatta bazen 90 dereceyi zorlayan açılarda açan tipler.

(Uyanık halk otobüsü sahiplerinin 5 yolcu fazla almak için koltukları küçültmesinden oluşan mecburi hallerde sözümüz pek tabi ki meclisten dışarı)

Öyle ki bu tiplerin yanlarına oturduğunuzda hiç istiflerini bozmadıkları gibi güya yanıma kim oturdu bir bakayım belki tanıdık biridir kisvesi altında ''ulan oturacak başka yer yok muydu'' bakışı ile bir de süzülürsünüz bu ''şeyler'' tarafından. Off yani.

Ç– Otobüste boş yer olduğu halde ayakta yolculuk eden tipler :

Etliye sütlüye karışmayan kendi halinde zararsız tiplerdir. Ya çok yakında ineceklerinden oturmaya tenezzül etmeyen ya da gerçekten ihtiyacı olan birileri gelip oturur diye ince düşünen sevilesi tiplerdir. Yahut a, b ve c şıklarındaki tiplere ''bulaşmak istemediklerinden'' oturmaktan imtina eden kişilerdir.
Her halukarda sevilesidirler.

D– Walkman’in sesi neredeyse dışardan duyulacak şekilde volume sevdalısı tipler :

Öyle ki, daha akbili basarken havaya girersiniz. Belediyenin halk konseri olayını aştığını ve otobüslerde yeni bir uygulama başlattığını düşünürsünüz. Ne var ki bir süre sonra gerçeği anlarsınız. Hayır, dışardan biri olarak sizi dahi rahatsız eden bu ses, kulağına yapışık vaziyette bu genç kardeşimizi nasıl rahatsız etmez anlamak güç doğrusu. Ah tabi şimdiki gençler!

E– İlerleyelim beyci tipler :

Bunlarda kendi arasında ikiye ayrılırlar.

1- Halk adamıdırlar : Kendi kendilerine şoför- muavin olurlar. Hadi bir kişi kaldı , bir kişi daha diye diye bütün istanbul’u otobüse alırlar. Haliyle siz de bırakın kımıldamayı nefes dahi alamazsınız.

2- Şoförün bizzat kendisidir: Eskiden belediye otobüslerine biletsiz ve akbilsiz binilmezdi. Mecbur kalındığında da medine dilencisi gibi bilet , akbil sorulurdu. Belediyemiz veya şoförlerimiz dahiyane fikirle artık fazladan akbil bulundurarak biletsiz ve akbilsiz yolculara 10 ykr karla akbillerini kullandırtıyorlar.

Tabi bu durum eskiden gönülsüz olarak söylenen ''sağlı sollu ilerleyelim beyler bayanlar'' lafının daha bir içten ve on saniyede bir söylenmesine hatta arkaya ilerlemezseniz otobüs hareket etmez tehditleriyle başka bir boyut almıştır. Yine her durakta inende olur binende olur sözünün pabucunun dama atılıp ''her durakta mutlaka biletsiz ve akbilsiz yolcu olur'' anlayışı hakimdir bu tipler için.
(Ne zamandır seyahat etmediğim için tam bilmiyorum ama sanırım bu uygulama kaldırılmış. Dilenmeye devam yani! Aslında biraz sıkışıklık dışında iyi oluyordu bu uygulama)

F– Sabah- öğle- akşam mütemadiyen uyuyan daha dogrusu gözleri kapalı İstanbul’u dinleyen tipler:

Kimi sevgilisinden ayrılmış eski günleri düşünüyordur, kimi yorucu bir iş veya okul gününün ardından İstanbul’u dinler gözleri kapalı kimi de sabah-akşam iş saatlerinde her daim mevcut olan yaşlı yolcularımızla göz göze gelmemek için göz kapaklarını dinlendirir belki de!
Bir de gerçekten uyuyanlar vardır.
Her iki grupta zarasızdır aslında. Ama gerçekten uykuda olup omzunuzu yastık olarak kullanmadıkları ve de horlamadıkları sürece…

G– Otobüs devrilse (Allah korusun) ruhları duymayacak dalgınlıkta kitap, dergi vs. okuyan tipler :

Övünmek gibi olmasın benim de içinde bulunduğum gruptur efendim. Bu tipler için, koltuk da, kapı aralağında ya da bir eli tutacak da bir şeyler okumak olmazsa olmazıdır yolculukların. Hele ki yarım saatten fazla sürecekse yolculuk.

 
Toplam blog
: 39
: 765
Kayıt tarihi
: 21.10.06
 
 

Özel biri değilim. Sıradan bir yaşam süren sıradan bir adamım. Çok geçmeden adım unutulur. Tuzluk...