Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '08

 
Kategori
Blog
 

Öylesine…

Öylesine…
 

Saat yine geç rakamlarda ve uykudan eser yok, İzmir soğuk, İzmir yağmurlu ve demin bir şiir okudum İzmir ile ilgili, üzüldüm…

Şiirden pek de iyi anlarım diyemem, kendi yazdıklarımı da “şiirimsiler” olarak tanımlarım, “şiir” deme cesaretini kendimde bulamam, ama, hani bu kadarı olmaz dedirtiyor bazı şiir kategorisindekiler!

Editörler ile bu güne dek özel bir konum olmadı, böyle bir hakkı da kendimde bulmadım şahsen, problem olabilecek bir durum söz konusu olmadı zaten…

Şiir kategorisi açılırken bir açıklama yapılmıştı, çok iyi hatırlıyorum: Değerlendirme olamayacaktır tarzında bir bildirimdi.

Çok da mantıklı gelmişti, adı üstünde şiir, ne duygunun, ne de doğal dökülmelerin kontrolörü olur!

Örneklemek istemiyorum, ama öyle yazılanlar var ki, şiir değil, yalnızca cümlelerin, kelimelerin yan yana getirilişi, her birimiz yaşadık, birilerine ifade edemediğimiz duygu ve düşüncelerimizi kağıtlara boşalttık, kah kendimizde sakladık, kah postaladık, ya da internetin sunduğu avantajlardan faydalanıp, ilk etapta ulaşır belki de ilgili kişiye diye, sonrasında ahanda şiir yazdım ben diye paylaştık!

Bu konuda konuşacak yeterlilikte olduğumu asla düşünmüyordum, şu an bir ikilemdeyim: Ya ben kendimi pek hafife aldım, ya da bir değerlendirme mekanizması gerekiyor, yoksa hakikaten bazı yazılan şiirler komik kaçıyor, yazılar değerlendirilmelerden geçiyor ve gerek görüldüğünde yeniden düzenlenmeleri konusunda uyarılıyorsa, ki, yazan kişiye hakaretten öte bir yardımdır, yol göstermedir aslında, şiir konusunda aynı yöntemin uygulanmıyor olması, öncelikle seçicilik anlamında ikilem yaratacak gibi gözüküyor bana!…

Sonrasında, şiir yazdım diye kendini şair diye duyumsayanların her bir kabulünün ilgili kişileri geliştirmek yerine köstek olunması konusu geliyor!

Bir anlamda da adaletsizlik durumu söz konusu oluyor: Yazılar denetimden geçerken, şiirler geçmiyor!

……..

Oooo saat gece üçü geçmiş, oysa erken uyumak isterdim, özellikle bu gece, malum, İzmir Milliyet Blog toplantısı var, yeterli uykuyu uyuyayım ki, vakitlice kalkayım istiyordum!

Yeterli uyku yalnızca sağlık, enerji anlamında değil, ah biz kadınlar, gözaltlarım da morarmasın uykusuzluktan istemiştim!

İki arada, bir deredeyim!

Bir yanım çok şık olayım istiyor, uykusuz kalmayayım, güzel görüneyim istiyor, bir yanım, görücüye mi çıkacaksın, normal yaşam şartlarında devam et diyor!

Bir yanım önemsiyor, özel bir toplantı, bir yanım en doğal halinde olmadıkça anlamı var mı diyor!

En doğal halimde, saat akşam yedide ancak katılabilirim kendilerine, o saatte katılacak birilerini bulursam elbette!

Aman, kafana taktığın şeye bak diyor bir yanım, keyif için gideceğin bir toplantı için her zamanki keyfinden feragat mı edeceksin!

Bir diğer tarafım isyan ediyor, ayda yılda olan bir durum, özel elbette! Ahh, tırnaklarımı yediğimi görecekler! Geçen sefer yemediğim zamanlardı! (Gülüyorum bu arada, tırnak yemekten ziyade uzatmış olmam aslında tanıyanlarım için takdire şayandır!)

Bunlar da komik aslında, ama varlar!

Özel bir şeyler kişi ile anlamlıdırlar! Yarınki toplantı için saçlarımı bigudi ile sardığım normal şartlar altında konuşulmaması gereken bir konudur, ama öyle şeylere tanık oluyorum ki, kadınsal durumları anlatma anlamında şu durum bile bazı kıstaslar karşılığında, samimi itiraf anlamında, değerli olabiliyor!

…......

Şiirimsilerim konusunda beni yüreklendiren herkese teşekkürler, Milliyet Blog yetkililerinin aldığı kararlara da teşekkür ederim! Haklıyım, ya da haksız, şiirimsilerim şiir kapsamına girer mi konusunda, ama en azından özgüvenim oluştu!

Ancak, ben dahil, yine de denetimden geçmeleri konusunda bir önerim olacaktır kendilerine, editörlerden ziyade yöneticilere!

En kötü ihtimalle beni bile çağırabilirler denetime, ben bile ayıklayabilirim, enikonu, yeter ki yazıların kontrolü kadar şiirler de, en azından bir nebze olsun ayıklansın ve Milliyet Blog bu konuda yol geçen hanı olmasın!

………

Dışarıda yağmur var, aralıksız!

Toplantı anında içeride mi oturacağız? Ona göre giyinmek gerek, ahh… Saçlarımın bukleleri yağmurdan dolayı bozulur mu?

Saat kaç oldu, gözaltlarım çok morarır mı?

Yarım saat sonra uyusam, kaçta kalkarım, kaç gibi hazırlanıp, toplantı mekanına varırım?

……….


Gülgün Karaoğlu
Kasım,30/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..