Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '14

 
Kategori
Spor
 

Oyundan çıkan soluğu soyunma odasında alıyor!

Dün İsmail Kartal’ın yerinde olsam, evet belki yine aynı kadro ile çıkardım sahaya; hatta ikinci devreye de böyle devam ederdim. Kim bilir bakarsın ben de Alves’i kenara alırdım.

Ancak…

Yapmayacağım, göz yummayacağım bir şey olurdu; o da Alves soyunma odasına giderken ne yapar eder, peşinden koridora koşar, yardımcılarımı gönderir oyuncuyu tekrar yedek kulübesinde oturmasını sağlardım.

Anlaşılır gibi değil; oyundan çıkan futbolcu soluğu soyunma odasında alıyor.

Tavır kime?

Kendi futboluna mı?

Teknik direktörüne mi?

Takım arkadaşlarına mı?

Taraftara mı?

Kime olursa olsun bu anlaşılır olmak bir yana kabul edilemez bir harekettir.

Çok değil, bundan tam iki yıl önce Alex, yine böyle bir maç sırasında oyundan alındıktan sonra yedek kulübesinde oturmak yerine boş tribünlere gittiği için bu takımın teknik direktörü tarafından kadro dışı bırakılmıştı.

Bu irade o sezon Fenerbahçe’ye Avrupa’da yarı final oynattı.

Başarısız sonuçlar futbolun doğasında vardır. Fenerbahçe ilk defa yenilmiyor, bu sezon dün son yenilgisi de değildi. Yol uzun, 30 hafta var. Ancak oyun disiplini, takım ruhunu korumak yenilgilerden, başarısızlıklardan da önemlidir.

Fenerbahçe’nin oyun yapısı standart hale geldi. Bu şekilde oynayan takımda futbolcuların takım halinde form durumu çok önemlidir.

Dünkü maçı Diego ve Alper’in ofansif oyunu, savunmaya yardım etmeyişiyle açıklayamayız. Çünkü Akhisar’ın böyle tehlikeli atak girişimi olmadı. Goller de bütün atak girişimleri de geriden savunma arkasına atılan uzun toplardan geldi.

Bilal Kısa’nın uzun top oyunu, Fenerbahçe savunmasında hem Alves’in hem de Bekir’in Gekas’a uzak oynaması yüzünden, çok etkili oldu.

Akhisar Belediyespor - Fenerbahçe

Gekas attığı kadarını da goller öncesinde kaçırmış, sinyalleri göndermişti. Ancak ne Alves ne Bekir ne de İsmail Kartal buna aldırış etmedi.

Alper, giderek sıradanlaşıyor. İnisiyatif almaktan uzaklaşıyor, çekiniyor. Bu şekilde devam ederse kaderinde Selçuk Şahin, Mehmet Topuz gibi bir oyuncuya dönüşmek var.

Alper iyi düşünsün.

Diego için ilk hafta yaptığım yorum devam ediyor. Bu oyuncu henüz takımı anlayabilmiş değil. Takım da onu takip edemiyor. Çünkü yıllardır işleyen bir düzen var, oyuncular alışkanlıkları terk edemiyor. Diego da Alper gibi daha fazla kendini oyun içinde göstermeli.

Fenerbahçe’nin görünen en önemli sorunlarından biri de haftalar ilerledikçe oyuncuların saha içindeki yerleşimleri giderek birbirlerinden uzaklaşıyor. Bu kadar koparak, mesafe bırakarak oynamanın bir yolu var o da isabetli pas yapabilmektir.

Ne Caner ne de Gökhan Gönül istenen seviyelere gelemedi. Ceza sahasına yapılan ortalar da fazlasıyla şişirme görünüyor.

Böylesi kriz anlarında takım olarak bütünleşmek önemlidir. Yoksa futbolcuların teker teker inisiyatif alıp, sonra da isyan bayrağı çekmeleri başarısızlığı artırır.

Merkez kaç kuvveti dağılmaya dönüşür.

Yarın sabah antrenmandaki ilk iş top çalışmasından önce bir odaya kapanıp bu işi çözmek olmalıdır.

Gekas gerçekten çok kaliteli bir oyuncu, gol vuruş anında net dokunuşları var. Bu da onu farklılaştırıyor.

Bilal Kısa müthiş toplar attı. Gekas’ın gol vuruşu kadar onun uzun topları etkili oldu.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..