- Kategori
- Kitap
Özgür’e esir Melek…
"İlginç Adamlar ve Kadınları" romanından...
Halimle alay eden cümleler, denizin dalgasından daha acımasız dövüyordu ruhumun kıyılarını. Kız kardeşim, Özgür deyip iki de bir koltuktan kalkıyor taklidimi yapıyordu.
Daha fazla aklımdaki anılar ve üzerimdeki koku silinmeden kendimi yatağıma attım. Yattığım yerde her zamanki gibi defterimle dertleştik biraz. Bütün gece kare kare gözümün önündeydi.
Heyecandan yatağın her bir metrekaresinde iz bırakmama rağmen uyuyamıyordum. Hakkında bilgi edinmek istedim. Sosyal paylaşım sitelerindeki fotoğraflarına baktım. Sıcak gülümsemesi ne kadar da muhteşem görünüyordu. Baktıkça bakasım geliyordu.
İnsan aşık olursa, adı aşk olanın her hareketini mucize gibi algılar. Gülüşü, siniri, hırsı, işi, gücü, kaygısı, acısı hep bir başka gelir. Mucizevi bir kahraman sanırsın aşık olduğun insanı. Çayına şeker atar, karıştırır, sen dünyadaki en büyük hazineyi önüne sundu sanırsın. Oysaki herhangi bir arkadaşının çayına da canın isterse o şekerleri atar ve karıştırırsın.
Bana Melek demesini hatırladım. Adımın bu güne kadar böylesine güzel telaffuz edilmediğini düşündüm. Fena halde içimde dolanıyordu Özgür’ün heyecanı. Acaba o da beni düşünüyor mudur diye aklımdan geçiriyordum ama umutlanmak da istemiyordum. Sonuçta sadece dans etmiştik. Hepsi bu. Herkes ben değil neticede. Benden bana benzeyen olmasını beklememeli diye düşündüm. “Benim olsa keşke” de demeden geçemedim.
Aslında bir ilişkimiz olursa sanki her şey tersten başlamış gibi olacaktı. Önce insanlar bakışır, tanışır, anlaşır, paylaşır, bu paylaşım arasında ise dans eder, sinemaya tiyatroya yemeğe gider, konsere gider, ne bileyim işte bir sürü etkinlik yaparlar birlikte. Biz daha tanışmadan, dans etmiştik.
Belki de bu kadar büyülenmemin sebebi buydu. Tango üç yıldır hayalini kurduğum bir danstı. Tango yapmaya karar verdiğim filim romantik karelerini yaşatacak muazzam bir dans etmiştik. Film gibiydik işte. Film benim adıma gerçeğe dönüşmüştü ve ben aptal aşık olmuştum.
Hayalini kurduğum tangonun esiri olmuştum. Tango yaparken düşlediğim tablonun içerisindeki diğer kahramanın gelip, yerine yerleşmesi ile tamamlanma keyfi paha biçilmezdi benim için.
“İlginç Adamlar ve Kadınları” kitabımdaki “Tangonun Özgürlüğü” adlı hikayemden küçük bir hediye…