Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '10

 
Kategori
Sinema
 

PAK PANTER, önyargıya kurban edilmemeli!

PAK PANTER, önyargıya kurban edilmemeli!
 

Amerika'ya karşı ayakta kalmaya çalışan Türk sinemasında, rekabet için her konuya el atıldı. Özentinin ötesine geçemeyen romantik komedilerden, korkutmak yerine güldüren zombi hikâyelerine çeşitli denemelere girişen sinemacılarımız ne yazık ki, bir türlü arzulanan başarıyı yakalayamadı! Kendi çizgilerini oluşturamayan bu yapımlar, yerli sinemacılık adına hayal kırıklığı olsa da aslında ‘yanlışı yapa yapa doğruya ulaşma’ yolunda birer ders niteliğinde. Nitekim son zamanlarda yeni sinemacılar, ortaya koydukları yapımlarla Türklerin de sinema dünyasında var olabileceğini göstermeye başladı. Bunlardan biri de, Türk sinemasının emektarlarında Arzu Film’le Fida Film’in ortaklığıyla çekilen PAK PANTER!

Pek çok badireler atlattıktan sonra nihayet tamamlanan PAK PANTER, adıyla Peter Sellers’in ölümsüz ‘Pembe Panter’ini çağrıştırırken, içeriğiyle de ‘007 James Bond’ filmlerine benzemekte! Başrollerini ‘Geniş Aile’ dizisiyle ünlenen ve herkesi güldürmeyi başaran Ufuk Özkan’la, ‘Herkes Mi Aldatır?’ filminin kahramanı Metin Zakoğlu’nun üstlendiği yapım, konusunun yanı sıra çekimleriyle de Hollywood’un ajan filmlerinin çizgisinde. ‘Biz de sonunda ajanların dünyasına girdik’ dedirten PAK PANTER’in senaryosu, filmin yönetmenliğini de üstlenen Murat Aslan’a ait. Tiyatro eğitimli kadrosu ve komedi ağırlıklı senaryosunun dışında aksiyon sahneleriyle de dikkat çeken filmde, gayret sarf edildiği ortada. Türkiye’de ilk kez denenen TIR altında sağ-sol manevralarla araba kullanmak, bunların arasında en ilginç olanı! Aksiyon-komedi tarzını, Türk diliyle seyirciye anlatan filmde, oyunculara sakatlıklar yaşatan tren sahnelerine gelince, yabancı benzerlerindekilerden pek de aşağı sayılmaz. Helikopter ve araba patlamaları da öyle… Hele bir de sansasyon yaratmak için ortalığı karıştıran yüksek bütçeli ve destekli rakipleriyle mücadele edeceğini düşünürsek, PAK PANTER’i takdir etmek gerektiğini daha iyi anlarız…

Peki, filmde aksaklık hiç mi yok? Tabii ki var… Ufuk Özkan ‘Geniş Aile’deki duruşundan sıyrılmalıydı! En azından sakal biçimiyle bir farklılık yaratılabilirdi. Çünkü bu imajıyla sürekli televizyonda göründüğünden sanki perdede ‘Geniş Aile’ oynuyormuş duygusunu uyandırdı. Dövüş sahneleri de daha profesyonelce çekilebilirdi. İşte bu tür ayrıntıların hepsinin de dayandığı nokta: KAYNAK YETERSİZLİĞİ! Yani eksiklikler beceriksizlikten değil parasızlıktan.

Ayrıca şöyle bir geriye dönüp çok övülen ve gişe yapan Türk filmlerine bakarsak buradakinden daha fazla göze çarpan hata ve ayrıntı göreceğimize de eminim. O nedenle ‘çakma’ diyerek aşağılama yapanlar, Amerikan dizilerinden uyarlanan ‘Romantik Komedi’leri ya da her telden çalan senaryolarına birkaç Amerikalı oyuncuyu da katıp paranın gücüyle hava atanların polisiye-siyasi türü yapımlarını yağlayacakları yerde, kendi olanaklarıyla emek harcayanları desteklemeliler! Ama bizde ‘devrin adamı’ olmak alışkanlığı sürdüğü müddetçe ‘zayıfı ezmek’ modası da terk edilmeyeceğinden bu durum aynen devam edecektir…

‘Hababam Sınıfı’, ‘Maskeli Beşler’ gibi kendi konusunda yeni bir seri başlatacak olan PAK PANTER, güldürürken düşündürmeyi de amaçlayan bir yapım! Birbirilerine karşı güç gösterisine giren iktidarların sergiledikleri politikalar eleştirilirken, ‘Nedir bu Türk’ün Türk’ten çektiği’ diyen filmde İsrail gizli istihbaratıyla da adeta dalga geçilmekte. Üstünlük sağlamak adına kendi halklarına karşı da kuşkucu bir tutum sergileyen otoritelere ‘asıl tehlikenin kendi içimizden geleceğini’ hicvederek anlatmaya çalışan yapımda bu zihniyetin yarattığı trajikomik durumlar gösterilmekte. Bu yönüyle, sosyal mesajlar da veren ve kendi izleyici kitlesini oluşturması beklenen PAK PANTER, alışılmış Amerikan filmlerinden daha çok izlenmeye değer bir komedi! Tabii ‘İvedik’ gibi ‘kulis’ yapmasını iyi becerip ‘argoyla güldürmeyi marifet sayan’ filmlere alkış tutup sırf ‘kötüleme’ amacıyla ‘tuu kaka’ diyenler bunu da beğenmeyecektir. Önemli olan, önyargı ve Amerikan hayranlığıyla kendi kendimizi aşağılamayı sürdürmek değil bu ‘iç düşmanlığı’ bir kenara bırakıp hataları ve eksikleri gösteren ‘yapıcı’ eleştirilerde bulunmaktır! Daha başarılı ikinci bir PAK PANTER görme umuduyla…

Anibal Güleroğlu

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..