Panayır mı Festival mi

Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem ticaret yaptığı dönemlerde panayırlara katılmış, panayırların kurulmasına katkı sağlamıştır.

Panayır, üretilen malın uluslar arası arenada pazar bulmasına yönelik bir tanıtım etkinliğidir. Ticaretin daha faal olma durumuna yöneliktir.

 

Panayırın mazisi hayli eskidir, zaman içersinde fuar olarak da değerlendirilmesi yapılmaktadır. 

Ancak yakın geçmişte, gençlerin gelişimiyle, panayır modernize adına yerini festivallere bırakmıştır. Festival esasında sanat adına yapılan bir düzenlemedir.

Bir yıl süresinde ülkede yapılan sanatsal faaliyetlerde başarı sağlayanlara konu hakkında düzenlenen festivalle tanıtım yapılır, ödüller verilir.

Örneğin 'Altın Portakal' gibi...

 

Günümüzde Hristiyanların karnavallarından esinlenerek, festivalle eskinin panayırı karıştırıldı. Tamamen eğlenceye yönelik faaliyetler yapılır oldu.

Yörede yaygın ne varsa, diyelim ki kiraz üretimi yaygın. O yıl belli dönemde 'bu işlerden para kazanan birilerince' üç gün kiraz festivali başlatılıyor,

Her gece için ayrı üç sanatçı geliyor. İki saatlik konser için sanatçıya cüzdan dolusu para ödeniyor. Yörenin gençleri konser süresince hopluyor zıplıyor.

 

Bu arada festival çevresinde açılan tezgahlarda cincik boncuk satıcıları ile tostcular, gözlemeciler çok kazanıyor. Adına festival düzenlenen kiraz kasalarda beklerken, festivalin süslü cümlelerle açılışı sonrasında bedava protokala ikram edilmekle kalıyor.

 

Yaşı geçkinler de bu durumlardan şikayetçi değiller. Gençlerin enerjilerini boşaltma, kurtlarını dökme adına eğlenmeye ihtiyaç duyduklarının bilincindeler. 

Kendi gençliklerinde olan panayırlara özlem duyma hissiyatı içinde, festivalleri ördükleri liflerle destekleyen teyzelerde bu vesileyle değişik bir kaç günden nasiplenmiş oluyor.

 

Mutlu olununca muratlara erilmiş olunuyor. Lakin bu tür etkinlikleri kültürümüze eklemememiz lazım. 

Festivali geleneklerimizden belleyip, çoluk çocuğu yanlış bilgilendirmemek lazım.

 

 

Ayfer AYTAÇ

ayferaytac.com