Paris Hilton ve siyaset

Dünya'da Paris Hilton'u tanıyan insan sayısı pek fazla olsa gerek. Her şeyden önce Hilton Otellerinin tek varisi olarak tanınıyor. Ülkemizde bir tv kanalında var mısın yok musun yarışmasına bile katıldı. Acaba bu yarışmaya katılmak için kanal kaçbin dolar ödedi, doğrusu merak konusu.

Malum! Paris Hilton'un başka bir yönü daha var! Kokain tutkusu, kokainden hapise girdi, çıktı yinede akıllanmadı. Son olarak, Los Angeles'te sevgilisiyle arabadayken yapılan aramada üzerinde kokain bulunmuş sorgulandıktan sonra polis tarafından serbest bırakılmış.

Hani alışmış kudurmuştan beterdir derlerya, herhalde ABD poliside Paris'in kokain zaafına alışmışlar ki sorgulayıp, sorgulayıp bırakıyorlar.

Bizde de, rahmetli Özal'da şortla merasim kıtasını selamlamıştı. Yapılan tenkitlere, ''alışırlar, alışırlar'' demişti. Özal haklıydı bu millet nelere alışmadı ki.

Her şehit cenazelerinin arkasından atılan soloğan ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez ve akan kan yerde kalmaz'' ve bu mehalde siyasilerin verdiği şiddetle bir yere varılmaz demeçlerine Milliyet yazarı Sn. Hasan Pulur yazılarında ''varılır, varılır'' diye karşı çıkmıştır. Çünkü basiretsiz siyasilerin laf üretmekten başka yaptıkları hiçbir şeyin olmadığını görüyordu. Nitekim bugün PKK ve yandaşlarının özerklik istemeleride bunu gösteriyor.

Referanduma çok az bir süre kaldı, partiler ve başkanları var güçleriyle seçmenin aklını çelmek için uğraş veriyorlar, sanki genel seçim yapılıyormuş gibi. İktidar elindeki tüm olanakları kullanıyor. Devlet kuruluşu TRT iktidarı var gücüyle destekliyor, ayrıca; yancı medya tv.ler ve bilbordlarda devasa evet yazıları yer alıyor. Eşitlik ilkeleriyle bağdaşmıyan bir kampanya sürüp gidiyor.

Sn. Başbakan ise ya''evet'' diyeceksiniz ya da yok olup gideceksiniz mealinden konuşmalar yapıyor. TÜSİAD'ı kastederek söylediği ''Bitaraf olan, bertaraf olur'' sözlerini, Sn. Arınç düzeltmek için çırpınıp duruyor.

Halbuki bu Başbakan'ın ilk söylemi değil ki, daha önce söylemlerinden, ''Demokrasi amaç değil, araçtır'', ''Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum'', ''Ananıda al git'', ''Ergenekonun savcısıyım'', 23 Nisan'da yerine oturttuğu çocuğa ''Şimdi başbakan sensin, istediğini yap'' vb. gibi.

''Çevir kazı yanmasın'' düzeltmeleriyle uğraşmakta başbakan yardımcılarına ve bakanlara düşmektedir.

Milleti adam yerine koyan yok, iftar çadırlarında evet propogandası yapan Bel. Başkanlarına ne demeli, insanlar iftarlarını açmak için geldikleri çadırda, yarım saat Belediye Başkan'ının esiri haline geliyorlar. İftar çadırlarına artık ''Evet'' çadırları deniyor.

Gerçektende, Aziz Nesin'in dediği gibi bu milletin %60'ı aptalmı diye insan düşünmekten kendini geri alamıyor. Bırakın insanlar düşünsün taşınsın, öğrensin ''Evet'' veya ''Hayır'' demeğe karar versin.

Acaba, Paris Hilton'a sorsak kendi dünyasından Türkiye'nin bugünkü görünümünü, bize ne cevap verir hiç merak ettiniz mi?

-Biraz dalgın, biraz hülyalı birazda gözleri kaymış bir vaziyette, anlamsız anlamsız mı bakar yüzümüze?

-Yoksa

- Ayrı dünyaların insanlarıyız, siz hiçbir zaman akıllanmazsınız mı der?