Pasak satıcı.

Epeydir de evde bonuslu yemekler yeniyordu ne yalan söyleyeyim. Annem pişiriyordu, biz köyden kaçırıyorduk. 

Her neyse işte, dün akşam yemek yapalım ama ne yapalım diye düşüne, düşüne-meraklısına not: Evde sarma vardı- yürürken yolum pazarcıların oradan geçti. Ben marketten, tane, tane mi, yoksa pazardan kilo işimi alayım düşüncesi ile bayağı boğuşurken pazarı yarıladım. Ha, yemeği türlü, türlü yapalım bi tencere “türlü” pişirelim yanına sarma, kabak yoğurtlu uydurduk. 

Onun için de patlıcan, klasik biber, domates üçlüsü almam gerekiyor. Pazara karar kıldım. Bir tezgahın önünde durdum ve sebzeleri bakıyorum. Bir an yanımda saçı sakalı karışmış biri –ne baktın abla- deyince, gayri ihtiyari adamdan ürktüm. Saç sakal karışmış, kirli, pasak biri. Oradan ayrıldım. 

Var böyleleri. Ekmek parasıdır, çalışmak ayıp değildir; amenna. 

Ya pislik? Ya pasaklık? 

Simit alacaksınız, adamın üstü başı dökülüyor, pas, pasak, elleri, tırnakları kir içinde, elinde sigara. 

Bir tezgaha yaklaşıyorsunuz, adam size domates seçecek, elinde sigara izmariti… Dişler kapkara; sanırsınız ocaklık taşı. 

Köfte, ekmekçilerin yanından geçerken canınız çeker ya hani? Adamın elleri kıl tüy! 

Çay ocaklarına giriyorsunuz mesela, adamın elinde sigara izmariti yine… Sigarayı bırakıp, sizin içeceğiniz bardağı alıp, çay koyuyor. 

Her hangi bir meyve alacaksınız. Adamın saçı sakalı toz, kir içinde… Yüzü gözü geçtik, elleri kir pislik içinde. Bir de pantolonuna ellerini silerler. pasaklık diz boyu. 

İnsanın ne meyve, ne sebze alası geliyor. Ne de sokakta çay içesi. 

Tiksiniyorsunuz simit almaktan. Çay içmekten. 

Dönerci ustaları da hakeza. Ekmek içi döner, köfte alacaksınız. Beyazları gitmiş forma üzerlerinde. Yine ellerinde sigara izmariti, parmak araları leş. Üzerlerine silip, ellerini ekmeğe uzanıyorlar. 

Dün yine bezelye arabası geçiyor yanımdan, bezelyeler derya gibi… Adama bakıyorum, ufff aman Allahım. Be kardeşim bu nasıl giysidir, aylar var yıkanmamış gibi. Traş olmak olsa olsa elli kuruştur. 

Ama bu ne pislik, bu ne iğrenç görüntü. 

Sokakta çalışmak katiyen ayıp değil. Sempati ve destekle yaklaşırım. Simitçisi, çaycısı, turşucusu, şekerci ve diğerleri. 

Yukarıda yazdıklarımın hepsi küçük işler. Herkes ekmeğinin, rızkının peşinde. 

Ama böyleleri de mide bulandırıyor kardeşim!