Pasaport bir kimlik belgesidir!

Türkiye'de yurtdışına çıkmak bir "hava" malzemesi olarak görülmüştür çoğu kişi tarafından, gidip görenlerce de, dinleyenlerce de. "Falancanın oğlu Paris'e gitmiş", "aman efendim New York'a gitmiş" gibi bol dedikodu malzemesi veren bu durumun eski zamanlarda bir miktar gerçeklik payı olsa da, bugün yok.

Fakat devlet nezdinde de, insanların gözünde de bu önyargı pek değişmedi. Yine de Türkiye'de gezip görmeye meraklı, bu işi bir övünç malzemesi görmeyen bir gezginler kitlesi de oluştu. Kuşkusuz eskiden de vardı bu insanlar, ama artık daha çoklar.

Şimdi önümüzde şöyle bir gerçek var ki, eğer takip etmeyi becerebilir ve zamanında davranırsanız, Ankara - İstanbul yolu fiyatına Avrupa'ya gidebiliyorsunuz. Interrail gibi, "Round the World" gibi, "Work and Travel" gibi birçok program da özellikle öğrencilere çok güzel fırsatlar sunuyor.

Gezgin olmak... Bunu üç günlük, dört günlük turlara katılıp da, gidip fotoğraflar çekip gelmekle sınırlamamak gerekiyor, onun adı turizm. Gezgin olmak farklı bir şey. Yine üç günlük turlara katılırsınız, ama sizin için o başka bir şey ifade ediyordur.

Gezgin olmak gittiğiniz yerlerin sırf size gösterdikleriyle değil, göstermedikleriyle de ilgilenmek demek. Gitmeden önce kitaplara gömülüp, oraların tarihini, bugünkü yaşam tarzını araştırmak, o yörede ünlü müzikleri dinlemek demek. Gidip bir tek Eyfel Kulesi'ne çıkıp gelmek değil gezgin olmak, Paris'in arka sokaklarına da girmek demek.

Orada yaşayan insanlarla tanışıp, sohbete dalabilmek, kültür alışverişi yapabilmek, bir iki kadeh bir şey içerken güzel bir akşamı beraber geçirmek demek gezgin olmak. Biraz sıkıntı çekmek belki, ama elinizde yeterli imkan olmasa da bütün bir yıl bunun için hazırlanmak ve cebine koyduğun kıt kanaat geçinebileceğin bir miktar parayla yola çıkabilmek demek, bunu göze alabilmek demek. Yeter ki yola çıkalım...

Bunlar çok güzel şeyler, evet. Fakat siz Türkiye'de yaşıyorsunuz ve önünüzde çok önemli bir sorun var: Devlet sizin bu şekilde bir gezgin olmanıza izin vermeyecek.

Yeni yılla birlikte, pasaportlar yine zamlandı, üstelik en üst sınırdan, kullanılabilecek tüm imkanlar kullanılarak: Tam %15. Üstelik 15 TL'lik Yurtdışı Çıkış Har(a)cı da önümüzde durmaya devam ediyor.

On yıllık pasaport artık 513 TL. Defter parasını hariç tutamıyorum, çünkü artık uzatma diye bir kavram da yok. Her seferinde o defter parasını vermek zorundasınız. Peki Türkiye'de Euro üzerinden düşündüğümüzde 333 Dolar olan on yıllık pasaport dünyanın diğer noktalarında ne kadar?

Bizim ardımızdan Lübnan geliyor, 200 Dolar. Refah seviyesi bizimle ölçülemeyecek kadar yukarıda olan Norveç'te ise 152 Dolar, Danimarka'da 145.

Bazı başka örnekler: ABD'de 95, Japonya'da 86, Birleşik Krallık'ta 74, Yunanistan'da 65, İtalya'da 55 Dolar bu pasaportlar. Kısacası, soyuluyoruz. Türkiye'de hala "gezmek" bir lüks sayıldığından toplumda 333 dolar olan fiyatın düşmesi için bir baskı da oluşamıyor. Bizim mücadele etmemiz lazım.

Mesela kendilerine "Sırtçantalılar" diyen ve "Seyahat Özgürlüğü" adında bir blog'a sahip bir grup, bunun için mücadele ediyor uzun zamandır. Ne yapabileceğimize dair bize de yol gösterici oluyorlar. Peki neler yapabiliriz? ( http://seyahatozgurlugu.blogspot.com/ )

"SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ GERİ İSTİYORUZ" başlıklı Facebook sayfa ve gruplarına üye olabilirsiniz. @seyahatozgurluk adresinden Twitter takibine başlayabilirsiniz. Nihayetinde buralarda bulabileceğiniz etiketlerle, sayfalarınızdan pasaport fiyatlarının duyurusunu yapabilir, bu konuda bir bilinç oluşmasına bir kişiyle de olsa katkı sağlayabilirsiniz.

Bu yazıyı okuduğunuza göre, buraya da denk düşmüşsünüz. Öyleyse Milliyet Blog'dan bir sayfa alıp, bir yazı da siz yazabilirsiniz. Belki on kişi okur, belki yüz, belki bin. İçlerinden bir kişi sizi anlasa, bu işten haberi olsa ve bir şeyler yapmaya karar verse ne iyi olur.

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na, Maliye Bakanlığı'na, Avrupa Birliği Bakanlığı'na, İçişleri, Dışişleri Bakanlıkları'na anayasal haklarınızın sınırlandığından bahisle dilekçeler verebilir, baskı yapabilirsiniz. Sizi dinlemeyecekler, ama olsun! Biraz çoğalırsak dinlemek zorunda kalırlar.

Seyahat Özgürlüğü blog'unda da açıkça yazıldığı gibi, "Pasaport bir para kapısı değil, Kimlik belgesidir..."

Ve seyahat etmek anayasal bir haktır. Hakkınıza sahip çıkın!