Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pazar notlarım

Pazar notlarım
 

NETTEN...


Sabahları erken kalkmayı seviyorum. Ne kadar geç yatmış olsam da, pazar günü dahil, sabahın erken saatlerini hiç kaçırmam. Bir günün daha başlamasını izlemek, bana heyecan veriyor. Kahve aroması... Sessizlik.

Her sabah yeni bir gün doğuyor, farklı renkler, sesler, hareketler, duygular... Kısaca yeni hayat.

Bu pazar sabahı her zamanki gibi erken uyandım, güneş ışınlarını üzerimde hissettim... Güneşi ne kadar sevdiğimi yeniden ve yeniden fark ettim, içimden sevdiğim şeyleri yazmak geldi.

GÜNEŞ

Benim hayat eksirim. Güneş varsa , içimde olumlu bir şeyler filizleniyor. Güneş uzun süre kaybolursa, içime hüzün çöküyor . Güneş ışınlarına hayranım, etrafıma ve içimdeki dünyaya verdikleri parlak ışık, beni heyecanlandırıyor.

DENİZ

Sesi, içimden bütün gerginliklerimi söküp atıyor.Dalgalanan büyük su kitlesi, içimdeki beni de genişletiyor sanki. Sonsuzluk, özgürlük, derinlik hissi uyandırıyor. Denizin karşısında adeta iç dünyamın genişlediğini hissediyorum. Yosun kokusunu içime almaya bayılıyorum. Eskiden denizden uzak nasıl yaşadığımı bilmiyorum.

AİLE

Çocuklarım. Kocam. Annem. Babam. Ablam.Yeğenlerim.

Ayaklarımın altındaki toprak. Evim; zırhlı kalem, huzur bulduğum yer.

ARKADAŞLAR

Eh, arkadaşlarım. Sayısı az... Sadece onlara açabiliyorum içimi; korkularımı, hayallerimi, umutlarımı, kaygılarımı, sevinçlerimi... Seviyorum aynı frekans titreşimleri hissetmeyi, sözsüz anlaşabilmeyi ve paylaşabilmeyi. Aklıma gelen isimlere, içimden teşekkür etmek geliyor.

YİYECEKLER

Mmmm... seviyorum. Güzel sofralarda leziz şeyleri yemekten çok büyük keyif alıyorum... Kırmızı şarap, olmazsa olmazlarımdan... Bitter çikolataya, hayır diyemiyorum.

YOLCULUK

Sadece hareketin eylemi bile beni heyecanlandırmaya yetiyor. Hareketin her şeklini seviyorum.

FOTOĞRAF MAKİNESİ

Dünyaya, makinenin küçük ekranından bakmak bir macera gibi geliyor bana. Onun sayesinde, günlük hayatımda, fark edemediğim güzellikleri, ayrıntıları, görme şansı yakalıyorum. İlginç, fakat, o küçük ekran sayesinde öyle nefis kareler yakalıyorum ki sonradan onları, kalbimin derinliklerinde hissedebiliyorum.

ENSTRÜMANLAR

Eskiden piyanoya âşıktım. Son yıllarda telli enstrümanları daha çok sevdiğimi fark ettim, özellikle; viyola ve gitar... Sadece seslerini değil, onlara bakmaktan bile hoşlanıyorum. Bana çok saf, hüzünlü ve naif şeyler anımsatıyorlar.

KİTAPLAR

Amatörce yazmaya başladıktan sonra, kitaplara farklı gözle baktığımı fark ettim. Daha çok değer veriyorum şimdilerde. Yazarı beğenmesem de o kadar acımasız eleştiremiyorum. Okumak, kendi doğrularımı bulmama yardımcı oluyor. Kitaplar çok büyük bir güç ve bu gücü lehimize çevirebilmek elimizde.

İŞ

Çalışmak benim için bir tutku. Öyle programlanmışım. Çalışamazsam, hayatımda bir şey eksikmiş gibi hissediyorum, üretmeyi seviyorum çünkü. Mesleğimi ben seçtim ve gerçekleşmiş hayallerimden birisi. Kendimi işimle ifade edebiliyorum ve kışkırtma olanağı buluyorum.

Yazdıklarımı okudum ve fark ettim ki, insan ne kadar kendini anlatıyorsa o kadar az şey anlatıyor. Yazmak kolay değil, daha doğrusu yazıyla bir şey anlatabilmek kolay değil, en azından benim için. Yazılanlalar ve okunanlar bazan çok zıt olabiliyor. Neden mi ? Çünkü okur, sadece kendi prizmasından değerlendirebiliyor okuduklarını, o anki duygusal ihtiyaçları ve morali belirleyici olabiliyor. Sözlerin gücü her ne kadar büyük de olsa , sadece yazıyla anlatabilmek; hissettiklerini, o enerjiyi, karşındakine aktarabilmek, zor bir sanat, çünkü gözdeki ışıltı, sesin rengi, tebessümler ve mimikler yok.

Yine de bunlar benim düşüncelerim, benim hissettiklerim, benim sevdiklerim, benim kafiyelerim ve onları paylaşmak, benliğimin, ruhumun bir parçasını hediye etmek gibi bir şey. Bunda da güzellik var....

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..