Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Pencere kapandı!

Pencere kapandı!
 

1975 yılından beri takip ettim O'nu. Her gün eve "Bir Ekmek Bir Cumhuriyet" aldım. Bir gün dahi sektirmedim makalelerini, hepsini okudum. Bizim jenerasyon, varlığın ve bilginin kaynağının araştırılmasına meraklıydı!

Birçoğumuzun düşünce dünyasının değişimine en çok o etki yaptı. Onunla aydınlandık. (Aydınlanma Karşısında Kilise ve Cami, Anadolu Müslümanlığı, İslam'ın Başka İrtica'nın Başka Olduğunu, Eleştirel Aklı, Solculuğun Mantığı Sınıfsal Yaklaşımdır vb.) Fikirleri hep ondan öğrendik.

Yanılmıyorsam, 2007 yılıydı. O'nu en son orda görmüştüm, Çankaya'da bir etkinliğine katılmış, Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde Fuayede kısa bir konuşma yapmıştı. Her zamanki gibi sakin, yine siyah giyinmiş, bir tevazu içindeydi. Ancak bir uğultu vardı, kokteyl öncesiydi, kokteylciler yemek-içmek için sabırsızlanıyorlardı!

"İlhan Abi" sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı, ama uğultu bitmiyordu. "Gürültü etmeyin" dedi. TIK YOK! "Siz konuşursanız, ben sesimi duyurmak için bağırmak zorunda kalırım, o zaman anlaşamayız" dedi. Herkes pür dikkat kesildi! Sonra kendisine yakışan bir ağırbaşlılıkla fikirlerini söyledi.

"İlhan Abi" aydınlanmanın, demokrasinin, laikliğin ve KEMALİZM' İN yılmaz savunucusuydu. Derin hukuk bilgisi ile yurttaş hakları konusunda toplumu aydınlatırdı.

Kadın hakları savunucusuydu. Bu konuda, medeni hukukla şerri hukuk karşılaştırmaları yapardı. Sendikaların, çalışanların, işçinin, çiftçinin dostuydu. Yurtsever bir aydın, seçkin bir düşünce adamıydı.

'Düşünüyorum öyleyse vurun' kitabından, Doğan AVCIOĞLU için yazmış olduğu makaleden:

"Vapur Büyükada'ya erken vardı, Doğan'ı taşıyan motor on dakika sonra rıhtıma yanaştı. Teknenin başında imam efendi, öteki dünyanın kaptanı gibi dikilmiş. Doğan'ın tabutunu aldılar, iskeleden arabaların durduğu yere kadar omuzlarda taşıdılar, bir faytonun ön koltuğuna yanlamasına uzattılar...

Deh dedi arabacı atlara, ada turuna çıkıyorlar sanırsınız, peşlerine düştük. Büyükada'nın sokaklarını geçiyoruz, sonbahar dört bir köşeden ilkbahar gibi fışkırmış. Mezarlığın bulunduğu tepenin yokuşu dik.

Faytonların bazıları yolda kaldı, topluluk soluklana soluklana yokuşu çıkıyor, tepeye vardık. Bulutlar daha da alçalmış gibi, bir bulut yere yaklaştı, göğsümüze abanıp boğazımızı tıkadı. Doğan'ı doğaya verdik, dönerken gök boşandı"...

"İlhan Abi" boğazımızı tıkadın, zor günlerde bizleri gözyaşlarımızla birlikte bırakıp gittin...

 
Toplam blog
: 108
: 900
Kayıt tarihi
: 18.08.07
 
 

Orhan UZEL Seyitgazi / Eskişehir 1951-Mimar (ADMMA)-CHP ve Mimarlarodası Üyesi-Çankaya / Ankara ..