Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '16

 
Kategori
Spor
 

Pereira, Fenerbahçe'nin omurgası ve organizmasını tahrip ediyor!

Bu maçın öyküsü Samandıra’da başlıyor. Caner Erkin ile Pereira arasında geçenlerin bize yansıyanı değil de gizli mesajı ne olabilir diye düşünmeden Fenerbahçe’nin koca bir sezonda neler yaşadığını anlayamayız sanırım.

Normal şartlar altında bir teknik adam ile oyuncu arasında geçen diyaloğu asla futbolcunun penceresinden bakarak anlamaya çalışmam; basketbolda Obradovic neyi ifade ediyorsa, futbolda da teknik adamın olması gereken yer orasıdır.

Caner Erkin Fenerbahçe ile olan gönül bağı koptuğu ve medyaya yansıdığı şekliyle başka bir takımla anlaştığı için mi bu Pereira’ya kafa tuttu? Bunun cevabını bugün bilmemiz mümkün değildir. Sezon sonunda göreceğiz.  Öyle olsa bile bunun sebeplerini anlamak, neden engel olunamadığı ya da izin verildiğini sorgulamak gerekiyor. 

Futbolcu profesyoneldir de bir adam yıllarca forma giydiği bir yerden neden ayrılır? 

Ancak tabii işin bir başka tarafı var ki onu da teknik direktörün tercihlerinde, sahaya çıkardığı bazı futbolcuların rahatlıklarında ve hareketlerinde görüyoruz.

Diego’nun Gökhan Gönül’e dayılanacak kadar ileri gitmesi bir işaret midir?

Caner Erkin’in, kaybedilmiş sezonun bu bölümünde sivri çıkışı ve Pereira’nın iradesini yok saymasının karşılığı onun teknik direktörlüğüne duyduğu inançsızlık ve sezon boyu yaptığı pozitif ayrımcılıksa buradan bir sonuç çıkarmamız doğal olacaktır.

Sanılmasın ki Caner Erkin’in hareketi, davranışı ve duruşu doğrudur; ancak buradaki öyküyü okumak gerekir.   

Pereira haftalardır takımın oyun düzenini bozmak için elinden geleni yaptı.

Ne adına?

Nani ve Diego’ya kadroda sürekli yer açmak pahasına koca bir sezonu eliyle alıp yok etti.

Bu takımın omurgasında oynayan Ozan nerede ve şimdi ne hallerde?

Fernandao ve Van Persie arasında bir denge kuracağım derken takımın tüm ayarını bozdu. Sen teknik adamsın ve çıkar dersin ki benim birinci santraforum şu oyuncudur, bitti. Ama bilmem kaçıncı dakikaya kadar şu, sonra bu; bazı maçlar bu kiminde de şu dersen ve bunların hiçbirinde de isabet sağlayamaz iyiyi kötü, kötüyü daha da kötü yaparsın ki Fenerbahçe’nin en ucunda yaşanan şey budur.

Dün her üç değişiklik öncesinde Nani’nin oyun dışında kalmasını bekledim. Çünkü teknik direktörlük böyle bir şeydir.

Fenerbahçe’nin başında derbi maçında Pereira değil de bir seferliğine Obradovic olsaydı, Nani’yi daha 30. dakika sahaya girmek suretiyle yaka paça dışarı atardı. Geçen sezon Ülker Arena’da yapmadı mı? Takımın değil belki de Euroleague’in en değerli oyuncusuna müdahale etti, soyunma odasına gönderdi ve şimdi o oyuncu NBA’de.

Bu kadar kendisine oynayan, sağında solunda kim ne yapıyor ilgilenmeyen ve topla bu kadar çok oynamayı seven bir takım oyuncusu olabilir mi? Futbol adına böyle bir oyuna izin vermek teknik direktörlük adına pozitif ayrımcılıktan başka bir şey değildir; Pereira bunu 90 dakika izledi.

Daha maçın ilk dakikalarında Nani derbinin sonucunu değiştirecek fırsatı yakalamışken, yıllar önce Kezman benzer bir pozisyonda Beşiktaş maçında topu tek vuruşla kalecinin üzerinden aşırtarak başarmıştı; Nani ne yaptı, önce topu durdurmayı denedi tabii pozisyon geldi geçti. Tüm maç boyunca benzerlerinin defalarca tekrarlandığı gibi…

Nani oğlum olsa kenarda bu kadarına tahammül edemezdim!

Volkan Şen daha az şahsi oynamıyordu ancak en azından topu ileriye taşıyan, çizgiye inebilen bir futbolcu olduğunu gösteriyordu. Eğer yorulduysa bir şey diyemem ancak ilk tercih yine o olmamalıydı.

Alper’in çıkışı ise tam anlamıyla teknik adam basiretsizliğiydi. Alper’in oyundan çıktığı dakikalarda Fenerbahçe Galatasaray ceza sahası çevresinde çok etkili top dolaştırıyordu.

Diego’nun takıma katkı yaptığı en uygun yer yedek kulübesinde oturmasıydı. Ama Pereira dayanamadı ve oyuna aldı. O da yapacağı tüm şımarıklıkları sergiledi, sonunda da Gökhan’a dayılandı.

Evet, eğer bize doğru aktarılıyorsa; Caner Erkin’in tavrında anlam bulduğu şekliyle şunu sorabiliriz; siz kimsiniz?

Öncelikle Pereira kimsin sen?

Nani, kimsin?

Hele Diego sen kimsin; Fenerbahçe’ye yıllarını vermiş, kaptanı Gökhan Gönül’e dayılanacak cesareti nereden buluyorsun kendinde? Topu boş kaleye yollamaktan aciz, oynadığın sezonlar boyu doğru dürüst asist yapmayı becerememiş, bu sene tamamen teknik adam kontenjanıyla sahada olan sıradan bir futbolcu!

Fenerbahçe tarihinde toz zerresi bile olamayacak bu adamlar meydanı boş bulmuşçasına kalkmışlar tarihi anlamının farkına bile varmadıkları hak etmedikleri formayla kabadayılık taslıyorlar, şımarıklık yapıyorlar.

Bu haldeki bir takımın bu şekilde yönetilerek şampiyon olması mümkün olabilir mi?

Olamayacağının gerçeğini bu sezon bize göstermiştir.

Neresinden bakarsanız bakın kötü şekilde yönetilmiştir.

Fenerbahçe 2011’den bu yana TT Arena’da bu kadar rahat top oynadığı bir maça çıkamadı, bir daha çıkacağı da şüphelidir. Kaçan fırsatların neredeyse tamamı ciddiyetsizlik, laubalilik, konsantrasyon ve motivasyon eksikliğindendir.

Dünkü maç ile Fenerbahçe artık şampiyonluk yarışından kopmuştur. Dün de yazdım, Beşiktaş’ın ekstra bir şey yapmasına da gerek yok, hiçbir maçını kazanmasa bile Fenerbahçe kalan maçlarında gol atacak bir ışık vermiyor ki bırakın kazansın!

Tarihin en yüksek bütçesiyle kurulmuş bir takım kötü yönetimle zaten transfer bile yapmasanız ligi öyle ya da böyle tamamlayacağı yerde bitiriyor.

İşleyen düzen, çalışan bir takım ancak böylesine bir beceriksizlikle bu hale getirilebilirdi. Pereira bunu başardı. Verdiği hasar sadece takımın oyun düzeni, sistemi değil, tüm kimyasını belki de organizmasını bozmak üzerinedir. Bir takımın ana omurgası kolay oluşmuyor. Bunu bir kere bozduğunuzda yerine koymak için seneler gerekiyor.

Galatasaray’a sözü bir türlü getiremedik. Yönetim zaten Hamzaoğlu-Denizli hamlesiyle bu sezonu yok etmişti. Çok zor geçeceğini yaklaşık on hafta önce burada yazmıştım. Dün Fenerbahçe karşısında yeni bir tarihi hezimet almadılarsa yatsınlar kalksınlar yukarıda yazdığımız Fenerbahçe teknik yönetimine ve onun çevresinde yuvalanmış birkaç futbolcuya dua etsinler. Normal şartlar altında bu maç daha ilk beş dakikada iki farklı skora gider, sonrasında neler olurdu tahmin bile edilemezdi.

Futbol adına kötü bir derbi oynandı ve Fenerbahçe köprüden önceki son çıkışı da böyle kaçırmış oldu. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..