- Kategori
- Anılar
Radyolu günler bir başkaydı
www.negatif.com/foto/61049/
Evimize televizyon geldiğinde ben yedi-sekiz yaşlarındaydım. Televizyon gelince radyo bir kenara itilip televizyon baş köşeye konmuştu. Yani anlıyacağınız televizyon gelince radyonun pabucu dama atılmıştı.
O zamanlar televiyon tek kanaldı. Saat 18.00 de açılır 24.00 de kapanırdı. Ben de televizyonsuz geçen günlerin acısını çıkarmak istercesine kapanışı görmeden yatmak istemezdim. Çocukluk işte!..
Annem: Hadi kızım yat artık
Ben: Askerlere kadar seyretçem:)
Askerlerin rap rap rap diye yürüyüşlerini seyretmeden ve ardından İstiklal Marşımızı dinlemeden yatmadım bir müddet.
* * * *
Şimdi düşünüyorum da radyonun güzelliği bir başkaydı aslında. Ailece radyonun başına toplanıp pür dikkat temsil dinlerdik. Arkası yarınlar annemin vaz geçilmezlerindendi. Her gün hiç kaçırmadan takip ederdi.
Efekt olarak gıcırdayan kapı sesi, ahşap üzerinde duyulan ayak sesleri, bardağa dökülen su sesi, sahile vuran dalga sesleri ve ardından martı çığlıkları, bazen sokak gürültüsü...
Radyodan gelen sesleri hayal gücümle birleştirmek çok keyif verirdi bana. Dinlediğim her program hayalimde canlanırdı.
Reklamlarıda unutmak mümkün değil:)
'Akşama babacığım unutma ülker getir'
'Her an onun adı gelir eti eti eti'
'Billur tuz akar akar akar'
Yaa ne bileyim o zamanlar radyo dinlemenin keyfi bir başkaydı.
Sevgiyle kalın...
O zamanlar televiyon tek kanaldı. Saat 18.00 de açılır 24.00 de kapanırdı. Ben de televizyonsuz geçen günlerin acısını çıkarmak istercesine kapanışı görmeden yatmak istemezdim. Çocukluk işte!..
Annem: Hadi kızım yat artık
Ben: Askerlere kadar seyretçem:)
Askerlerin rap rap rap diye yürüyüşlerini seyretmeden ve ardından İstiklal Marşımızı dinlemeden yatmadım bir müddet.
* * * *
Şimdi düşünüyorum da radyonun güzelliği bir başkaydı aslında. Ailece radyonun başına toplanıp pür dikkat temsil dinlerdik. Arkası yarınlar annemin vaz geçilmezlerindendi. Her gün hiç kaçırmadan takip ederdi.
Efekt olarak gıcırdayan kapı sesi, ahşap üzerinde duyulan ayak sesleri, bardağa dökülen su sesi, sahile vuran dalga sesleri ve ardından martı çığlıkları, bazen sokak gürültüsü...
Radyodan gelen sesleri hayal gücümle birleştirmek çok keyif verirdi bana. Dinlediğim her program hayalimde canlanırdı.
Reklamlarıda unutmak mümkün değil:)
'Akşama babacığım unutma ülker getir'
'Her an onun adı gelir eti eti eti'
'Billur tuz akar akar akar'
Yaa ne bileyim o zamanlar radyo dinlemenin keyfi bir başkaydı.
Sevgiyle kalın...