Ramazan fırsatçıları yine iş başında

Ramazan geldi. Hoş geldi. Fırsatçıları ile beraber geldi.

Ramazan fırsatçıları yine iftar sofralarına göz diktiler.

Ramazan ayı oruç ayı...Müslümanlar bu ayda oruç tutarak kendine ve Allah’a karşı sorumluluk bilincini diri tutmayı amaçlar.

Sadece öbür dünyada işe yarayacak bir sevap için oruç tutulmaz.

Bana göre oruç, bir özdisiplin uygulamasıdır. Hoşgörü ve paylaşmanın sembolüdür.

Oruç, bireysel değildir.

Tok açın halinden anlayabilsindir diyedir aynı zamanda…

Ancak belli bir inançla, düşünceyle aç kalabilir insan.

Bir de hem ibadetini gözlere soka soka yapıp, öte yanda çevirdikleri tezgahlar, düzenbazlıklar, sahtekarlıklarla ömrünü sürdürenler vardır.

Şimdi düşünün; o bir günlük açlıkta, çoğu kez, akşam iftar sofrasının güzelliği hayal edilir, daha sonra düşünceler sahura kayar...

Kimilerimizde, ki büyük bir çoğunluktur, iftar sofrasında, sahurda ne yiyeceğiz diye kara kara düşünüyorlardır.

Nasıl düşünmesinler ki? Ramazan ayı nedeni ileyine temel gıda maddeleri, iftariyelikler, sahurluklar, sebze ve meyve fiyatlarında patlama yaşanıyor.

Bu sene de Ramazan ayını fırsat bilenler sofralara el atmayı başardı.

Yine “Ramazan stokçuları” türedi…her Ramazan öncesinde yaşandığı gibi.

Özellikle yine pirinç ve mercimekte spekülatif kazanç amacı ile stokçuluk baş göstermiş.

Türkiye Ziraat Odaları , başta kırmızı mercimek olmak üzere baklagiller ve pirinci stoklayarak Ramazan ayında piyasaya sürmek isteyen spekülatörlere fırsat verilmemesini istemiş.

Bu ay üretici ve tüketici fiyatları arasında yaş sebze ve meyvede yüzde 449, kurutulmuş ürünlerde yüzde 188, baklagillerde yüzde 281, pirinçte yüzde 378 ve hayvansal ürünlerde yüzde210 fark varmış. Üretici ve tüketici fiyat farkının en fazla olduğu ürünlerin salatalık, limon, pirinç, patlıcan ve elma olduğu belirtilmiş.

Yani üretici ve tüketici fiyatları arasında yaklaşık 4 katı fark var. Arada nemalanan bir kısım da işte bu spekülatörler stokçular.

Kimler bu stokçular? Yine Ramazan’da orucunu tutan Müslümanlar’dan değil mi bunlar da?

Akşam evine gittiğinde “Allahım senin rızkınla orucumu açıyorum” diye iftar yapan, üstüne teravih namazını kılan, sahurda da “Allah rızası için” oruca niyetlenenlerin arasından çıkmıyor mu bu stokçular?

Benim dinden anladığım; samimiyetle, art niyetsiz inanmak ve her zaman dürüst olmaktır. Hak yememektir.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkı; işte bu stokçuların, spekülatörlerin yediğidir.

Ramazan, gerçekten samimiyetle inanarak ibadet edenler, hak yemeyenler için hoş gelsin...