Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '19

 
Kategori
İnançlar
 

Ramazan Sohbetleri 4

İstediğiniz şeyleri elde etmek için neleri göze alırsınız, ne gibi bir çaba-çalışma içerisinde olursunuz desek, nasıl bir yanıt verirdiniz?

Herhalde bahsettiğiniz şey çok önemli bir şeyse fedakarlıkları hak ediyor diye cevap vermeniz mümkün olabilirdi.

Dolayısıyla normal insanların, yıllar boyu empoze ile normlaştırılmış yaşamsal alışkanlıklarını söylemek yerine, üreten beyinlerin bunun tam aksine, yaptıkları farklı şeyler denemek, değişmek, gelişmek oldukça önemlidir diyebiliriz. Bu nedenlerden dolayı kişisel istek ve arzularımızın beyinlerimizde yer edebileceğini söyleyebilmemiz mümkün olmayacaktır.

Kuşkusuz bunları göz önünde bulundurduğumuzda, hiçbir kaynağa erişim sıkıntısı duymadan, yenilenmek, sınırsız ve sonsuz bir bilgi akışında olmamız gerekmektedir.

Hayatımız, sadece kurguladığımız program, daha sonraki bir program derken, geriye dönüp baktığımızda fasit bir dairede dolaşıp durduğumuzu, başladığımız yere döndüğümüzü ve bir fanusun içinde gelişmeden, yenilenmeden, konfor alanımızı bozmadan yaşadığımızı farkederiz.

Bu anlayış, ruhsuz insanların dünyasını anlatmak için birebirdir.

Anlatmak istediğimiz şey tam da bu değil aslında! Burada bir boşluk var. Anlatmak istediğimiz, bütün bunlardan uzaklaşıp, normal insanlar gibi yaşarken, düzgün yaşayanların düşünce yapılarından daha farklı şeyler üretmektir. Sizleri yanıltmak istemem, ben hissiyatımı, yaşantımın vermiş olduğu tecrübeleri yansıtıyorum.

O nedenle bir kariyere-karaktere bağlı olmadan yaşamak ve bu şartlar içinde karakter değişikliği yapmak gerektiğini düşünüyorum.Tasavvufçular, bu normları aşmış değerli insanlar için “arifi billah, belli bir itikatla kayıtlanmaz” demişlerdir. Bu terim, anlatmak istediğim şeylerle uyuşuyor diye düşünüyorum.

O zaman tüm hayatımız, düşünce yapımız değişecektir. Bir önceki işimiz, son yaptığımız işe göre tuhaf, basit, anlaşılmaz ve hatta yaptıklarımızı beğenmeme boyutuna gelebilecektir. Çünkü değişiklikler bizi daima yeniye hazırlayarak, eski kavramlarla başa çıkmamızı, rutin ve tekdüze yaşam algısından sıyrılmamızı da sağlayacaktır.

Haliyle biz nereye gidersek gidelim, yenilik bizimle beraber, bulunduğumuz ortama da gelecektir. Bununla birlikte, gittiğiniz herhangi bir ortamda, yaşadığınız bu yenilenmeyle beraber yaydığınız pozitif titreşimler o ortamın şartlarını da iyileştirecektir. Fakat eğer kişisel düşüncelerimize, Ben’imize (benliğine) sarılırsak kilitlenme ihtimalimiz oldukça yüksek düzeyde olacaktır. Bu yüzden beynimizde bir kontrol merkezi olmalı ve asla girdiğimiz bu yoldan dönmemeli ve gevşememeliyiz.

Aklımıza ne gelirse onu yapmak yerine farkındalık yaratacak ne varsa, yeni olan neyi düşünüyorsak onu uygulamak ya da konuşmak fakat bunları uygularken de dengeli olarak yapmalıyız. Aslında proses edilmeden yapılan konuşmalar, bizim şuurumuzdan açığa çıkan özel açıklamalarla benzerlik taşımaz. Bu şartlarda bizi etkileyecek veya tetikleyecek duygusal bir şey de olamaz.

Bununla birlikte boş konuşmamalı, boş konuşulan ortamlarda da bulunmamalıyız. Hiçbir şekilde beynimizde bir düşman yaratmamalı, akılcı ve ciddi bir yöntemle bu hayatı böyle devam ettirip, açığa çıktığı kadarıyla; yaşam boyutunu oluşturmak gibi bir düşüncemiz oluşmalı.

Değerli dostlarım!

Ben Güneye İstanbul’un gürültüsünden, patırtısından kurtulmak, göz boyutunun getirdiği bir takım kargaşalardan uzaklaşmak, yepyeni bir şeyler üretip faydalı olabilmek ümidiyle geldim. Mekan farklılığından dolayı bir ayrımcılık, sevgi itibariyle bir azalma, sevmeme gibi bir düşüncem olmadı ve oluşmadı. Hoşu, hoş görmeye çalıştım.

Bütün bunlar bana hayatımda, geriye bakmadan (geriye dönük) yaşadığım bir yaşam biçimi getirdi.

Ahmed F. Yüksel

 facebook.com/ahmedfevzi.yuksel
instagram.com/sufafy
twitter.com/sufafy

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..