- Kategori
- Şiir
Rayında olmayan Romantizm
Yine yalnız başına heyecanlanacağın duvarların arasındasın
içinden kelimeler akıp gidecek
bir boşluğa denk gelmeyen coşkuların
bir kalıba uymayan cümlelerinle
odanın karanlık köşesi
yine sana düşecek
çığlıklarıyla yeni ülkeler kuranlar
zevkin tanrısını öldürecekler
ne varsa kötüye ve ahlaksızlığa ait
hepsine melekler düşecek gökten
en temiz rengi onlar alacak
kirli bir pantolon içine sıkışmış
güzel kokulu ereksiyonlar
dünyanın tüm orospuları tarafından
kutsanacak
sözleriyle aşkı
dilleriyle başka hayatı
gözleriyle geçmişi arayanlar
bir bedende kendini kaybedecekler
birbirine benzeyen ama
birbirinden farklı hayatlarında
birbirinden esinlenerek
aşkı, mutluluğu ve yokluğu yaratanlar
sarsılmaz çaresizlikleriyle
gitmek için verecekler son nefeslerini
çırpındıkça daha çok çamur
daha çok karanlık
ve daha çok yokluk
her denemenin ardındaki dostu olacak
içinden geçen sözlerin ritmini
yansıtamadığından dolayı dışına
her sevincin
her aşkın
her iç burukluğun
eksik kalmaya devam edecek
tamamlanmak arzusuyla yanıp tutuştuğun
binlerce aşk
binlerce kalp
binlerce beden içinde
kendini bulamayacaksın
denedikçe çıldıracak
denedikçe zayıf düşeceksin
uydurulmuş ve süslenmiş heveslerle
dünyanın başka bir yere denk gelmesini isteyeceksin
olmayacak
her yaşadığın gün
içinde büyüttüğün umudunla beraber
son teselline sarılacaksın
okuduğun, gördüğün
duyduğun ve istediğin
ne kadar güzel şey varsa
hepsi
belki de yanından geçecek
umut etmenin lanetini hissedeceksin
karanlık bir sokakta
yaşamak için çıldıranları göreceksin
en lezzetli yemeklerdeki karın açlığını
yetmeyen bir şeyin
içinde gittikçe büyüdüğünü fark edeceksin
ısınmak için yakılan varillerdeki odunlarda
gelecekteki hayallerini göreceksin
yılmayacak
uyandığın günde her şeyin
değişeceğine inanacaksın
yalnızlıktan ölmeyecek
kaybetmekten çıldırmayacaksın
bir şarkıya kalbini kaptıracak
gördüğün birine iç geçireceksin
içinde yaşadığın masalları
birine söyleyememekten ötürü
konuşmaktan vazgeçeceksin
içinde olduğun
gün be gün daha da kanayan
daha da huzursuz eden
gözleri göreceksin
seslerden hoşlanmayacaksın
büyük dalgaların içinde kalmış
bir gemi gibi
liman arayacaksın kendine
kurtulmak için
dualar dizecek
güzel görünmek için elinden geleni yapacaksın
boğulacaksın
her nefes alışında
daha da dibe çökerken
yine de şarkılar gelecek aklına
öğretilmiş ahlağın
öğretilmiş bilgeliğin
gereksizliğiyle
yavaş yavaş dibe çökerken
bir kez daha yüzleşeceksin
olmak istediğin adamlar
olmak istediğin kadınlar
söylemek istediğin cümleler
yaşamak istediğin anlar
onca çaba
onca gayrete rağmen gelmediğinde
başka bir yol bulacak
başka mısraların gücüne inanacaksın
varmak istediğin cennette
işkencelerin ihtisasını yaparken
yalnız
kimsenin olmadığı bir odada
karanlık köşede çökmüşken
son kez bağıracaksın
bir daha bir daha
diye
varlığın
başka şeylerin akıl karışıklığıyken
sevdiğin
görmek istediğin arkadaşların
sevişmeyi sevdiklerin
konuşmadan da seni anlayanların
çok uzağında kaldığını göreceksin
her günün yeni tanrısı
yeni dini
yeni zevkini var edenlere özeneceksin
ait olmak isteyeceksin
yaklaştıkça vazgeçeceksin
kurtulamadığın sınırların içinde
her gördüğün güzel şey için
tekrar koşmaya başlayacaksın
yorulmaktan da ölmeyeceksin
ama bir gün
gerçekler kapılarını araladığında
başka bir şarkı
başka bir şiir
başka bir dünyada
dünyanın en güzel kokusu içinde
dünyanın en güzel gözlerine bakıp
beni kurtar diye bağıracaksın
ve sonra da öldüğünde
iki kişilik öleceksin
bu yalnız ve karanlık zamanların sonrasında…