Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '16

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Reklamlar ülke gerçeklerine uygun olsun.

Reklamlar ülke gerçeklerine uygun olsun.
 

 Son günlerde televizyonlarda çok sık rastladığım bir reklam var. Bir temizleme tozuna ait olan bu reklamda bir çocuğun ana karnına düşüşünden itibaren yaşamı özetleniyor. Ana karnını hapishaneye benzetiyor ve 9 ay yatıp çıktıktan sonra da hapis yaşamından kurtulamadığından dem vuruyor yavrucak. Önceleri parmaklıklı oyun parkında korunaklı bir şekilde yaşıyor daha sonraları da evde korunaklı bir yaşam sürüyor. Reklamın sonunda ülkemizdeki çocukların büyük bir kısmının sokakta oynamadığı ve hapis gibi evde yaşadığı vurgulanıyor. Çocukların sokakta özgürce oynamasını öneren bu reklam, temizleme tozunun daha fazla kullanımı amacıyla hazırlanmış bir yapım. Çocuklar ne kadar çok sokakta oynarsa üstleri o kadar çok kirlenecek ve o kadar çok çamaşır yıkanacak ve o kadar fazla temizleme tozu kullanılacak.Kirlenmek güzeldir diye bir sloganla bitiyor reklam.

  Ben de çocukların açık havada oynaması ve özgürce koşması, düşmesi, kalkması fikrine sıcak bakıyorum.Bizler de çocukluğumuzda bol bol oynadık bahçede, sokakta. Ağaçlara çıktık, erik, meyve topladık.Dizlerimiz parçalandı kimi zaman. Akşamları yorgun argın eve girdiğimizde ancak yıkanıp bir şeyler yemeye takadımız kalıyordu ve daha sonra hemen uykuya dalıyorduk.

 Benim çocuklarım da benim kadar olmasa bile gene de şanslıydı bu özgürce oynama olayında. Bizler büyük şehirde  mahalle içinde sokaklarda oynuyorduk. Bizim zamanımızda trafik çok azdı, İstanbul gibi büyük şehirler bile çok kalabalık değildi. Dediğim gibi çocuklarım da açık havada oynadı ama bizim gibi mahalle arasında değil. yazlık yerlerde. bahçe aralarında oynadı. Ama gene de ağaçlarda dolaştılar, düştüler.üstlerini kirlettiler ve özgür koştular.

 Oysa şu anda öyle mi.Bu reklamı izledikten 5 dakika sonra haberlerde sokağa oynamak için çıkmış ,kaybolmuş bir çocuğun öyküsünü dinliyorsunuz. Bir kaç gün sonra o küçük yavrunun cansız bedeni ye bir dere kenarında bulunuyor veya bir dağ eteğinde. Ya tecavüze uğramış boğulmuş veya organları çalımmış parçalanmış.

 Kapı önüne çıkıp da manevra yapan kamyon altında ezilen çocuk haberleri duyuyoruz haberlerde sık sık. Sadece çocuk haberleri mi . Daha dün İstanbul'da Yoğurtçu parkta hafriyat kamyonu tarafından ezilen üniversiteli kızın haberini büyük bir esefle dinledik.

 Şimdi sorarım size hangi ana baba, hangi ebeveyn çocuğunu kapının önüne çıkartır oynamaya. bu şartlarda .Varsın çocuk ağaç nedir bilmesin, dizleri parçalanmasın ama sağ ve salim yaşasın gözümüzün önünde.

 Benim reklam ajansalarından ricam. Lütfen reklamları hazırlarken günümüz ülke şartlarını düşünerek daha gerçekçi hazırlayın.Zira sizin reklamınızı seyreden minikler kendilerini hakikaten hapiste sanabilir.

 Çocuklar özgür olacak diye onları trafik canavarına, tacizci ve tecavüzcülere, organ mafyasına kurban etmeyelim.Varsın hapis kalsınlar.........

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..