Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Rolleri seçmek - 12 Ekim Dünya Artrit Günü

Rolleri seçmek - 12 Ekim Dünya Artrit Günü
 

12 Ekim Dünya Artrit Günü dolayısıyla “Daha iyi yaşa, daha sağlıklı yaşlan” temasıyla Türk Romatoloji Derneği, Artrit ile Yaşam Derneği ile Romatizma Hastaları Bilgilendirme ve Destekleme Derneği (Romaturka) işbirliğiyle Harbiye Askeri Müzesi’nde toplantı düzenlendi. 29 yıllık artrit’ li ve Artrit ile Yaşam Derneği üyesi olarak toplantıya bende katıldım.Aslında bu benim için bilgilenme toplantısından çok kendimi sorgulama toplantısı oldu. Toplantının “ra ile nasıl başederiz” bölümünün soru cevap kısmında bir bayan söz alarak sahnede ki konuşmacılardan birine düşüncelerini aktardı. Çok etkilendim.

Bayan 15 yıllık ra hastası, geçen yıl eşini kanserden kaybetmiş, 5 ay öncede aynı hastalıktan oğlunu. Acısı tarifsiz şüphesiz. Bayan özlerine şu şekilde devam etti “ ben rahatsızlığımızn arkasına sığınmadım”

İşte bu cümle beni derinden vurdu, yıllardır anltamaya çalıştığım şeyi bir başkasının ağzından duymak gerçekten mutlu edici daha doğrusu bu bilinçte olan insanların varlığına şahit olmak…

Bu toplumda sağlıklı bireylerin yanında engelli, kronik rahatsızlığa sahip bir sürü insan var. Türkiye’de nufüsun 12.5 ‘ i engelli. Peki nerede bu engelliler? Neden ortalarda yoklar? Onların aktif olamaması konusunda ki büyük pay gerçekten topluma mı ait?

Bende 29 yıllık ra’ lıyım ve rahatsızlığıma bağlı olarak engelli sıfatını taşıyorum ve bir engelli olarak en büyük hatayı kendimizde buluyorum. Kendimizde buluyorum derken aslında kendimi ayrı tutuyorum çünkü ben ezberbozan şanslı kesimdenim. Dışsal faktörler ne kadar bağlıyıcı olursa olsun her zaman seçim hakkımız var ama seçim hakkımızın olmadığını kendimize ya da birilerine söylemek işimize mi geliyor?

Malesef çok fazla kaderci bir toplumuz, kolaycıyız. Toplantıdaki bayanın söylediği gibi bir şeylerin arkasına sığınma konusunda ustayız. Hepimiz onca başarı hikayesine şahit oluyoruz. O başarı hikayelerine imza atanların senden, benden farkı yok sadece cesaretleri ve özgüvenleri var.

Olay aslında tamamiyle benlik imajıyla alakalı. Kendinizi nasıl görürseniz dışarısı da onu görür. Bu sadece engelli kesimine has bir şey değil herkes için geçerli.

Ya kendinizi kurban olarak görürsünüz ya da kahraman.

Toplumun elbette ki payı ve üzerine düşenler var ama engelli denilen kesiminde üstüne düşen görevler var. Siz kendinize inanıp, cesaretle ve özgüvenle kendinizi kabul ettirme çabasına girmezseniz kimse varlığınızı dahi bilemez.

Bir şeylerin arkasına sığınıp, kafeste yaşamak yerine ringe çıkmak gerek.

Kimisi sahip olduğu bedeninden utanıyor, kimisi taşıdığı sıfattan dolayı dışlanmaktan.

Farklı olmanın kıstası nedir? Kim, neye, kime göre farklı?

Kimini kolu yok, kiminin bacağı.

Eeeee yani? Ne olmuş?

Eğer olay güzellik – çirkinlik – yakışıklılık olayı ise kime, neye göre?

Bunun sonu yok.

Ben Angelina Jolie’ yi baz alırsam, evet ben de çirkinim.

Bu sınırlamaları koyan insanın kendisi, benimsediği benlik imajı, başka bir şey değil.

Şimdi gelelim 29 yıllık bir RA hastası olarak RA ile mutlu ve dostça yaşamanın formüllerine;

1) KABUL EDİN

Değiştiremeyeceğini her durumdan keyif almayı bilmek gerek. Ra tedavisi olmayan ve ömür boyu sizinle yaşayacak olan bir rahatsızlık. Yaşam şeklinizi ona göre uyarladığınızda üstesinden gelmek oldukça basitleşiyor. “Keşke” lere dalarsanız ya da kendiniz bir şeyler ya da birileriyle kıyaslarsanız mutsuzluk ve ra’ nın üstesinden gelmek imkansızdır.

2) YARINI DÜŞÜNMEYİN

Ben RA’ ya bağlı olarak 5 yıldır üveit sahibiyim ayrıca kortizona bağlı olarak da glokomum var ve bundan dolayı gözlerimi kaybetme noktasına geldim. Üveit atakları yaşadığımda görme oranım %10' lara düştü. Bir çok insan “ya yine aynı şeyleri yaşarsam” düşüncesiyle hareket ettiği için hayatını endişe üzerine kurarak geçiriyor. Ben23 yılımı endişe ile geçirdim, hep “ya yine olursa” mantığıyle hareket ettim sonuç hep hüsran oldu ve ben hep yine yaşadım o durumları. Odağınızı yarınlardan çekin. Bunu yapmayı başarabilirseniz o yineler çok nadir oluyor. Olanı olduğunda düşünün ve yaşadıklarınızı unutun. Yaşandı – bitti- geçti demeyi öğrenin ve o anların görüntüsünü hafızanızdan silin, yaşanmamış gibi. Bu gücünüzü korumayı sağlayacağı için bir sonraki olabilecek durumlara kaşıda gücünüz yerinde olacak.

3) DÜZENLİ KONTROL

Doktor kontrollerini asla aksatmayın ve söylenilen dozların dışına çıkmayın. Düzenli kontol ileride olabilecek durumlarında önüne erken geçilmesini sağlar.

4) EGZERSİZ

RA hastalarına şiddetle tavsiye edilen şey spor şahsen ben sporu sevmiyorum fakat bunu zevkli hale getirebilirsiniz. Mesela ben spor yerine dansı tercih ettim.Sizde kendi hoşlanabileceğiniz fomlar doğultusunda keyifli hale getirebilirsiniz.

5) DİNLENME – SAĞLIKLI BESLENME

Prensip edinin. Mesela günde bir kez mutlaka sağlıklı bir şey yiyin. Yopurt, meyve, domates suyu, portakal suyu, sarımsak, üzüm, vs. sizin için hangisi uygunsa araştırın, doktorunuza danışın ama mutlaka prensipli şekilde uygulayın. Sabah kalkma ve aksam yatma saatlerini düzenli olsun.Elbette askeri bir sistemden bahsetmiyorum sadece yorgun olmamaya özen gösterin. Gün içinde 15 dakika dahi olsa kendinize dinlenme zamanı ayırın.

6) OLUMLU CÜMLELER KURUN

Sürekli hastalıktan bahsetmek, şikayet etmek enejinizi ve motivasyonunuzu düşüreceğinden size iyi gelen pozitif insanlarla olun. Elbette sıkıntılarınızı paylaşın ama bunu bir dozu olsun. Her gün kendine “ben sağlıklıyım” telkinini verin ne kadar ağrı ıcınde olsanızda.

Unutmayın;

Rolleri seçmek bize ait. Ya kurban rolünü seçersiniz ya da olumsuz şartları zekice artıya çevirip kahraman olursunuz.

12 Ekim Dünya Artrit Gününz kutlu olsun, sağlıklı günlere

Sevgilerimle
Ayça AKIN
http://www.aycaakin.com
http://www.facebook.com/aycaakinofficial



 

 

 
Toplam blog
: 43
: 5568
Kayıt tarihi
: 08.04.12
 
 

"HADİ CESARET" ve "YAŞAMAK ŞART" adlı kitapların yazarı olan Ayça Akın,16 Mayıs 1981 İstanbul doğ..