Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Alakası yok Dostum

Alakası yok Dostum
 

Son günler de sağlık durumu ile gündeme gelen Nejat İşler’ e çok üzüldüm. Hem başarılı, hem yakışıklı, hem aranan bir oyuncu, hem de kariyerinin en zirve yerinde (ydi) Dışarıdan bakıldığında her şeyi dört dörtlük, hatta bir çok kadının iç çektiği bir adam…

Her zaman bunu yapmıyor muyuz biz? Yüzeyde olana bakıp etiketleri yapıştırmyor muyuz? Eminim Nejat İşler ile ilgili haberi okuyanlardan bir çok kişi şu yorumu yapmıştır;

“Hey Allahım yaaa, Adam’ a bak, para var, pul var, tip var, kariyer var daha ne istiyorsun?”

Vallahi, ekran önünde olan her insanın para içinde yüzdüğü doğru mudur değil midir, neye sahip neye değil bilemem, beni  ilgilendirmediği gibi başkalarında ilgilendirmez ama burada eksik olan bir şeyler var bana göre.

YAŞAM SEVİNCİ

Allah kimsenin içinden, ruhundan almasın onu. O bittiği an her şey bitiyor ve o bittiği an isterseniz trilyonların içinde yüzün, isterseniz her akşam baklava dilimli kaslara sahip erkeklerle, taş gibi hatunlarla en lüks yerlerde, o mekan bu mekan gezin, seksin alasını yaşayın nafile… İçsel dünya bambaşka bir olay. Hepimiz doğduk ve hayat denilen bir şeyin içine atıldık, başladık mücadele vermeye. Aslında daha biz doğmadan, ceninken birileri bizim adımıza vermeye başladı bu mücadeleyi. Çocuk doğacak sonuçta, geleceğini planlamak gerek. Sonra bilincimizi kazanmaya başladıkça birileri bize bir şeyler öğretti;

“Hayatta kalmak istiyorsan okumalısın, çalışmalısın, kariyer yapmalısın, kariyerinle iyi bir iş sahibi olmalısın, paraları zula yapmalısın, sonra ev almalısın, eh arabada şart tabi, sonra helalinden kızı – adamı da bul evlen evde kalacaksın, aaaa çocuksuz olur mu torun sevemeyecek miyiz?”

Tamam, bunlar iyi,  güzel hoş, geleceğimizi elbet garanti altına alalım , (bu geleceği garanti altına almakta neden bu sıraya bağlı onu da anlamak ayrı bir mesele ya, neyse sevgili okur bunu başka bir yazıda konuşalım) bunları yaparken bir şeyi de unutmayalım.

Bunları yapabilmek için önce benim bir şeylere ihtiyacım var, beni ayakta tutacak, bana bunları yapabilme gücünü verecek bir şeye…YAŞAM SEVİNCİNE.

Hep derim; paraya, mala, mülke değil içinize – ruhunuza yatırım yapın. Hee birileri çıkıp der şimdi; “o yatırıma da para lazım yazar hanım” Tabi sen yaşam sevincini yakalamak için asgari ücrete çalışıp Louis vuitton çanta hayalleri kurarsan, bir aylık uzak doğu tatillerini hayal edersen üzgünüm yaşam sevincini yakalamak yerine kendi elinle hayal kırıklıklarını yakalarsın.  Önce ufak adımlar atarak kendi içsel dünyanı değiştir, emin ol hayalini kurdukların o zaman sana tek tek gelecek, yasa gereği seni hayallerine kavuşturacak kişiler, olaylar ortaya çıkacak ve sen buna “tesadüf” diyeceksin, ama değil. Sen içinde ki yaşam sevinci ile evrene yüksek kaite vibrasyonlar yayacaksın ve Evren fiziği gereği senin bu vibrasyonuna cevap verecek.

Ne diyordum ben;

Paraya, mala, mülke değil içinize – ruhunuza yatırım yapın. Birileri çıkıp der şimdi; “o yatırıma da para lazım yazar hanım”

ALAKASI YOK DOSTUM.

Çek montunu, giy ayakkabılarını takılmada öyle yürüyüş spor ayakkabısını mı giyeyim, tracking için olanını mı detaylarına. Giy işte seni rahat ettiren bir şey ve çık sokağa, beynini boşaltana kadar yürü, yürü, yürü…Maitri’ yi yaşa (mekan farkındalığı) Kimse sana “sokağa adım attın  bilet ücreti” demeyecek.

Bunu yapamaz mısın? Yaparsın! Tembellik etmezsen yaparsın.

Prensipli yaşa mesela. Haftanın bir günü sadece kendine ait olsun. Neden hoşlanıyorsun keşfet, seni sen tanıyorsun ve seni sen keşfedebilirsin ancak. Yemek yapmaksa bu haftanın bir günü gir mutfağa yeni şeyler yarat. Bırak lezzeti yerinde olmasın sen sadece kendini eğlendir. Bunun sonunda açığa çıkacak olan pozitif enerji ruhunda stoklanacak, sen bunun üzerine farklı eylemler de ekleyerek daha fazla enerji depolayacaksın ve bunlar sana yaşam enerjisi olarak dönecek.

Meditasyon yap mesela, ben yaşam sevincimi de, enerjimi de buna borçluyum. Sadece isteklerine odaklan. Hayal et, bu bedava. “Olmayacak şeyleri hayal edip neden kendime iç çektireyim” deme. Sen yap, 21 gün dene sonra yine konuşalım seninle enerjinde ki değişimive hayatında ki olumlu gelişmeler için. Dene, denemeden göremez, anlayamazsın.

Herkesin evinde çay, kahve vardır. Yap, içerken bir kitap al oku, okurken bir yandan da sessizliği dinle. Çok şeyin cevabını bulacaksın emin ol. Mesela ben bunu her akşam düzenli yaparım. Çay, kahve çok tercih etmem. 5 sayfa da olsa kitabımı okurum tabi buna mutlaka bir bitki çayı da eşlik eder. Bunu da bir hafta düzenli dene, içinde ki dinginliğe ve huzura şaşıracaksın.

Bu listeyi uzatmak mümkün. Hadi, şimdi al kalemi kağıdı eline kendi keşfet.

“Ben neleri seviyorum?”

Bak dostum, her şey sadece istemekle alakalı aslında. Ben sana dünyanın en sihirli formüllerini eline madde madde, sabah bir kibrit kutusu peynir, bir avuç ceviz şeklinde yazılı olarakta versem sen popişini kaldırmadığın sürece ne o yaşam sevincini bulabileceksin, ne de hayatını değiştirebileceksin. Büyük güzelliklere ulaşmak için önce ufak güzellikleri keşfetmen gerek. Bu bir zincirdir.

Bernard Shaw’ ın şu sözünü hep hatırla,

“Başlamak için mükemmel olmanız gerekmiyor, ama mükemmel olmanız için başlamanız gerekiyor”

Sevgilerimle
 Ayça AKIN

www.aycaakin.com
 www.facebook.com/aycaakinofficial
 www.twitter.com/aycakn

Yazı Linki : www.aycaakin.com/alakasi-yok-dostum/
  

 
Toplam blog
: 43
: 5568
Kayıt tarihi
: 08.04.12
 
 

"HADİ CESARET" ve "YAŞAMAK ŞART" adlı kitapların yazarı olan Ayça Akın,16 Mayıs 1981 İstanbul doğ..