- Kategori
- Şiir
Rubailer 1
-I-
Sözüm her kulağa aynı söz değil,
Sözümün anlamı bilki az değil.
Hele bir yürekten çağır yanına
Bir anda dolar içine, yol uzak değil.
(Temmuz 98)
....
- II -
Onun adı pervane.
Ateşe gelir döne döne.
Aldırmaz hiç yanacağına
Belli ki, aşık ateşe.
(Temmuz 98)
......
- III-
Aşığım, lakin sanma sana.
Senin içinde bir sen varya işte ona.
Aşık olanı ben sanıp aldanma.
Benim içimdeki ben, lal çığlıklarla yanmakta.
(Temmuz 98)
.....
- IV-
Seni orda sanar, göğe bakardım.
Yanıbaşımda buldum şaşırdım.
Elimi uzattım tutmak için,
Kayboldun, anladım, yeter yanmadım.
(Temmuz 98)
.....
-V-
Beden seçimini yapmış doğuştan
Ruh kalır arada, derki "Ne yapsam!"
Dünya nimetleri çeler aklını,
"Gafil" diye fısıldar biri kulağından.
(Temmuz 98)
......
-VI-
Nerede, nerede, sözüm nerede?
Sözü söyleyecek özüm nerede?
Siyah, mavi, yeşil, renk yalnız perde,
Gerçeği görecek özüm nerede?
(Temmuz 98)
.....
-VII-
Boşluk içinde boşluk.
Ne doldurur içini düşündün mü?
Dünya gerçek demek sarhoşluk,
Ondan ötesini gezip gördün mü?
(Eylül 98)
.....
- VIII-
Her gördüğün ışığı
Kendinden doğar sanma.
Kimi yıldızdan parlar
Kiminin aslı lamba.
(Ekim 98)
.....
- IX -
Bir gün, sana kim olduğunu anlatacağım
Gözlerin ışıl ışıl parlayacak.
Herşeyi anlatıp dışarı çıkacağım
Yüreğin alev alev yanacak.
(Ekim 98)
.....
-X-
Dün gece beraber seni andık
Anarken biraz sohbete daldık.
Anladım ki sana kavuşmaya var
Şarap şişede kaldı, Hayyamla kandık.
(Temmuz 98)
......
- XI-
Gözlerimi kapattığımda hep karanlık değil gördüğüm
Belki bundan farklıyım, belki bundan kördüğüm.
(Ocak 99)
.....
-XI-
Ben özün peşindeyim
Bir deli, bir avareyim.
Neyleyim bu dünyayı
Çağırında geleyim.
(Haziran 99)