Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '13

 
Kategori
Deneme
 

Ruhsal orgazm

Ruhsal orgazm
 

ruhum ruhuna eş... ruhun ruhuma eş...


(http://www.youtube.com/watch?v=xkjRoEVA4JE

Sevdası içimizde ateş olanlara…)

Ruhsal orgazm ya da kalplerin, beyinlerin sevişmesi… Sizi duyar gibiyim… “Dokunmadan da orgazm mı olurmuş?” der gibisiniz… Olur, olur siz inanın bana. Tamam, orgazm; fiziksel uyarana verilen fizyolojik ve ruhsal tepkidir. Yani orgazm için fiziksel uyaran gereklidir. Bu kabul. Ama yeterli midir? Kanımca değildir.

Tenleriniz sevişirken ruhlarınız teke dönmemişse; o sadece “fiziksel bir ihtiyacın giderilmesi” meselesidir. Hep eksik kalır öylesi… Önce ruhlarınız sevmelidir birbirini; eğer en tepede yaşamak istiyorsanız bazı şeyleri.

Siz hiç hayatınızda birini sadece düşünürken bile içinizde bir şeylerin kıpırdağını hissettiniz mi? Görmediğiniz, kokusunu hiç bilmediğiniz, tenine hiç dokunmadığınız birini hayal ederken kontrol edemediğiniz bir şekilde ateşler bastı mı her yanınızı? Onun tek sözü tüylerinizi diken diken etmeye yetti mi? Sadece sesini duymak terletti mi avuç içlerinizi, titretti mi dizlerinizi? Heyecandan başınız döndü mü? Ayaklarınız yerden kesildi mi?

Hayata, sanata, insana dair her şeyi paylaştığınız; onunla sohbet ederken içinizden nehirleri akıtan, kelebekleri havalandıran, sadece yanınızda olması bile dünyalara değer birisine deliler gibi sarılıp, sokulup, son nefesinize kadar onunla sarmaş dolaş olmak istediniz mi hiç? Bedeniniz aklınızın önüne geçip, hatta belki sözünüzü de dinlemeyip, delice ona ait olmak istedi mi hiç?

Tüm hayvansal yanlarınızdan sıyrılıp; sevişmeye “boşalmak” olarak bakan tüm o ön yargılardan uzaklaşıp, ruhunuzu bedeninizle aynı tabakta, aynı tutkuyla sunmak geldi mi hiç o deli gibi sevdiğinize? Aklını, zekâsını hayranlıkla sevdiniz mi? Kalbini öpmek geldi mi içinizden mesela? Alıp onu göğüs kafesinizden içeri sokabilseniz; işte o zaman kendinizi bütün, tamam, tüm organlarınızla tatmin olmuş hissedeceğiniz duygusuna kapıldınız mı? “Ten”in ötesine geçip; “iki”yken “bir olma”nın o karşı koyulmaz çekiciliğinin büyüsüne kapıldınız mı?

Onunla sadece yanyanayken, sadece sohbet ederken bile; kendinizi, bin yıllık bir yalnızlıktan kurtulmuş gibi, milyon yıllık bir susamışlığın ardından suya kavuşmuş gibi, yaşamaya dair her şeyi unutmuş da yeniden öğrenir gibi hissettiniz mi hiç?...

"Ten tene değmeden sevmek, sevişmek olmaz" demeyin. Siz siz olun, sakın ola; o kadar basite indirgemeyin bu büyülü meseleyi. Gün gelir dünyanın öte yanındaki birinin hayaliyle yatar kalkarsınız, yanar tutuşursunuz. Aşk, size sevmenin, sevişmenin yeni yanlarını öğretir. Hem de daha önce hiç hissetmediğiniz, bilmediğiniz; derin, sıcak, baş döndüren yanlarını… Ve anlarsınız ki; ruhlar sevişirse bir kere, tenler daha dokunmadan alev alır…

 
Toplam blog
: 160
: 2717
Kayıt tarihi
: 16.04.09
 
 

Öykü Şiir Deneme ..