Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Ruhum sana emanet...

Ruhum sana emanet...
 

Usta yönetmen Bergman'ın yapımından,Persona'dan bir kare...Liv Ullmann,


İnsanların içinde uyuyan canavarlar olduğunu şüphesiz ki seslerini yükselttikleri zaman anlayayabiliriz. Aslında hiç kimse göründüğü gibi değildir,İnsanın en iç karartıcı hallerini maskelerini düşürdükleri anda görebilirsiniz, hem ruhumuzu gerçekten bizler tanıyabiliyo rmuyuz ki başkaları tam anlamıyla tanıyabildiğini iddia etsin. Hayır bunun pek mümkün olduğunu sanmıyorum ruh tam olarak anlaşılmamış bir varlıktır, ama vardır ve sonsuza dek yaşayacak yine tek varlıktır.

Çoğu insan yaşayamadan sözüm ona yaşamlarına veda ediyor, boyunlarına ilmiği kendileri
geçiriyor üstelik, yaşamaktan yaşamaya fark vardır ben de, burada en has olan durum ise elbette yaşatmaktır. Tanrı size bu kudreti vermişse onu iyi işler doğrultusunda kullanmakta herzaman yarar vardır. Bir insana vereceğiniz karşılıksız sevginin, ne kadar yüce bir anlamı olduğunu o kişiye o sevgiyi veremeden önce ne anlayabilir ne de görebilirsiniz. Hayat kimi zaman adil davranmaz insanlara, bizler hep bu gibi durumlardan müzdarip olmuş kimselerizdir. En yakınlarımızdan yiyeceğimiz darbe sonucunda yere kapaklandığımız olmadı mı? Herşeyin sonu gelmişcesine tüm umutlarımızı bavula doldururcasına uçurumlardan sürüklercesine bırakmadık mı? Peki paylaşamadığımız neydi hayatta, çalınan aşklar, satılan ruhlar, incinen kalpler umutsuz yarınlar, dünyaya haykırmak ve küfretmek için belki de birden fazla neden vardı ellerimizde. Bana göre umutsuzluğa ve her an boşluğa kapılan insanlarımızın asıl sorunu sevgisizliktir. Sevgi o kadar kudretli ve güçlü bir duygudu rki, ölmekte olan bir canlıya hayat verebilecek kadarda kuvvetli dir üstelik. Bazen insanların dünya işleriyle fazla ilgilendiklerini fazla oyalandıklarını düşünmüşümdür ben, belki de hiç girmek hiç oyalanmak istemeyen olduğum için bu seçeneği görebilmişimdir. Herşeyin bir sonu var ve gelecekte, bunu bile bile yaşamak tam anlamıyla zevk vermesede, sonu geldiğinde bilen ruhu haksız da çıkartmayacaktır kanaatimce, ve o ruh hayal kırıklığınada uğramayacaktır. Allah büyüktür o herşeyi görür, kalplerimizin içinde o en derinlerde kalmış saklanmış haykırışları istekleri, umutları, hayalleri ben inanıyorum, inancımı sorgulayamam, ancak hiç acizliğe düşmediğimide söyleyemem, Allah'ın ellerimi ne zaman bıraktığını hissetsem başlarım bir kez daha sorgulamaya, hayıflanmaya, ve şikayetlerde bulunmaya yaptığımın yanlış olduğunu bile bile üstelik, O'nun beni sınavlara tabii tutması hoşuma gitmiyor sanırım, gençliğime ver öyleyse diyorum ve beni bağışla, iyi kullarından eyle herşeyin fazlasıyla farkındayım, bu farkındalığı ruhuma verdiğin için sana minnettarım, beni gerçek anlamda seviyorsan ve ruhumu gerçek anlamda görebiliyorsan ki görebildiğini biliyorum, sen bana şah damarlarımdan daha yakın olansın, o halde dünyanın benim içinde barınmam için ne kadar kirli bir batakhanede olduğunu biliyor demeksindir.

Neleri sevmediğimi pekala biliyorsun sen, kalbimi biliyorsun sen, ruhumu, düşüncelerimi, bakış açımı, herşeyimi öyleyse diyorum öyleyse ben hazırım, şu anda bile henüz kaybedecek hiç birşeyim yok iken hayatta beni yanına al, neden beni kirli, kalpleri kara insanların içinde tutuyorsun, benzeyemiyorum işte onlara görüyorsun, benzeyebilmiş olsaydım bunları sana şikayet edermiydim sence, ruhumun eşinin varlığını bulamayışıma sen de üzülmüyor musun benim gibi, sevdiğin kullarına acı vermezdin oysa, buna inanıyordum, sorguluyor olsamda hala inanıyorum, ve biliyorum ki beni ayakta tutan sensin sana olan inancım ve sevgim, öyleyse al beni yanına, günün birinde nasıl olsa geleceğim yanına ha şimdi ha sonra, henüz kaybedecek hiç birşeyim yokken şu hayatta, bana sevdiklerimin acısını göstermeden üstelik, beni o acı durumlara tanık etmeden üstelik, belki korkağım belki güçsüz, ama kalbim bu gibi durumlar için yeterince güçlü değil bunu sen çok daha iyi biliyorsun sanırım, sana dilediğin kadar da yalvarabilirim üstelik, hayatı sevmiyorum demiyorum, sadece yeterince ait olduğumu sanmıyorum bu hayata, insanlar buldukları yarattıkları yolda gözleri kapalı ilerleyecek kadar cesurlar geçmişteki hatalarından pişmanlık duymayacak kadarda yürekli üstelik, ben öyle değilim bunu biliyorsun, sırf hata yapmamak için koca bir gençliğimi ardımda bırakmayı bile göze almışken üstelik, beni acılarla sınama bana bunu yapma, bu o kadar zor olmasa gerek, bana emeller verdikten sonra alman çok daha üzücü olmaz mı yanına.

İleride ardımda, ya bana gerçek anlamda ihtiyacı olan kalırsa yarınlarımda, ne istediğimi biliyorsun, hayatı tatmayı istiyorum o halde ,bilmediğim yolları aşmayı, dünyanın bir ucunda kalmış keşfedilmemiş köşelerini keşfetmeyi, büyük bir mutlulukla hayallerimdeki o masalsı ülkelere şehirlere yol almayı, uzun uzun tren yolculuklarını, en yalnız en ıssız kalmış yerlere anlıkta olsa neşe olmayı ses olmayı, onlara varlığımı göstermeyi, onların yalnızlığına ortak olmayı, ne istediğimi biliyorsun hayatta, bağlanmak istemiyorum yarınlara, uğraşmak istemiyorum dertleriyle her an her zaman da, geldiğim gibi sessizce gitmek istiyorum bu hayattan, ya ses olmama izin ver ya da sessizliğimle gömme beni yarınlarıma, ruhum sana emanet, yalnızlığım ise yine kendime her zamanki gibi, bazen kızıyorum sana ruhumu anlamayanları doldurmuşsun diye hayatıma, beni göremeyenleri, beni sıkıntılara sürükleyenleri, sevmediğim tipleri bağnaz düşünceleri, ne desem nafile ama, sen çoktan çizmişsin yolumu benim ise değiştirmeye çalışmak ne haddime...
 ...........
 Tüm sevgim sanaydı, tüm aşkım da sana beni idare et öyleyse yaşayacağım yarınlarda...

 Kısa kısa Deneme'ler hayata dair, yaşayışa, ruha, ve içinden çıkılmaz durumlara


Yazan-Edibe Toğaç ...
 http://sayfamdakalancumleler.blogspot.com/2012/09/uyuyan-canavarlar.html 

 
Toplam blog
: 153
: 534
Kayıt tarihi
: 14.02.12
 
 

28.05.1988 Adana doğumluyum ve Adana'da yaşamaktayım! Yazar&Şair '' Başka türlü seviyorum ben seni'..