Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Ruhumuzdaki Cinsellik

 

“İnsanların psikanaliz hakkındaki yargıları, onların zeka düzeylerinin göstergesidir.” ( Lacan )
 
Psikanalizin bize söylediği şudur ki çocuklar, hiç de sanıldığı gibi cinsellikten de münezzeh değildirler. Bu yüzden, buluğ çağıyla birlikte anne ve babalarının cinsel yaşamını merak etmeye başlarlar ve bunun hayalini kurarlar. 
 
Bu durumda anneyle özdeşlik kurarsa obsesyon; babayla özdeşlik kurarsa histeri; anneyle kurduğu özdeşliği inkar ederse şizofren; babayla kurduğu özdeşliği inkar ederse paranoya oluşturur.
 
Eğer, o anda, anneyi benimserse mazoşizm; babayı benimserse sadizm şekillenecektir. Bu son derece karmaşık hayali süreç, farklı tekrarlara da sahne olacak ve annenin yerini baba, babanın yerini ise anne alacaktır.
 
Bütün bu olup bitenin içerisinde en belirleyici etken suçluluk duygusudur. Çünkü suçluluk duygusu, bastırma mekanizmasının tetiğidir. Bu mekanizmanın işleyişiyse ise şöyledir.
 
Çocuk, yaptığına pişman olur da, suçluluk duygusuyla içe atarsa; bilinçdışında bir nevroz meydana gelir. Eğer başına gelenleri inkâr edip dışa atarsa bir psikoz oluşur.
 
Ama yaptığı şeyi benimser ve suçluluk duymadan bastırırsa; bu sefer ortaya sapıklık çıkar.
 
Psikanaliz açısından ideal olan, bastırılanların dengede olmasıdır. Ancak hiçbir zaman bu denge sağlanamaz. Bu yüzden, tıpkı parmak izlerimizde olduğu gibi, hepimizin bilinçdışı birbirinden farklıdır.
 
Obsesyon ile histeri nevrozun; paranoya ile şizofren psikozun; sadizm ile mazoşizm ise sapıklığın içinde yer alırlar.
 
Bu bağlamda: Nevrozu fazla olanlar Nevrotik; psikozu ağır basanlar psikotik; sapkınlığı fazla olanlarsa sapkın olanlardır.
 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..