Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '12

 
Kategori
Deneme
 

Ruhun Açlık Labirentleri

Ruhun Açlık Labirentleri
 

İnsanda ruh ve beden birbirini tamamlayan olgular. Biri olmazsa diğeri bir hiçten ibarettir.

Beden işlevini yapabilmesi için fiziki olarak doyması lazımdır, yemek yemek, su içmek vs...

Ruh da sağlıklı olarak görevini yapabilmesi  için doyuma ihtiyaç duyar. Doyumsuz bir ruh, hastadır, doyumu sağlanmalı ki ruh da  sağlıklı olabilsin...

Misallerle açıklamak isterim:

Oldukça  yoksul bir çocukluk devresinde pek çok ihtiyaçları gerçekleşememiş olan birey, bu çemberi kırabilmek için  büyüme evresinde eğitimine ağırlık verir. Dikkat edilirse, yoksul aile çocukları sınıflarında daha başarılıdırlar.

Sonrasında ekonomik alanda sınıf atlamak için varsıl ailelerin rahat yaşamı tercih eden çocukların aksine, kendilerini kanıtlamak istercesine çok çalışırlar, bir değil bazen iki işte çalışırlar, tasarruf ederler. Azimlidirler, birikimleriyle yatırımlara yöneldikleri görülür.

Çocukluğundaki yoksulluk onda bir travma yapmıştır ama bugünkü durumlarıyla o travmayı atlatmışlardır.

Hayır işlerinden haz almaya başlarlar. İşte bu nokta ruhun doyum noktasıdır.

*******

Çocukluğunda yeterli ilgi ve şefkat görmemiş olanlar da vardır. Bunlar  öksüz ve yetimler, akrabalar yanında veya devletin yurtlarında büyümüş çocuklardır. Daha sonraları tatminkar konumlara gelseler bile,  evlenerek ebeveyn olup mutlu bir yuva kurduktan sonra bile, çocukluklarındaki sevgi eksikliğini hissedeceklerdir.

Sevgi açlığı sınıfına giren  bu  "çocukluk sevgisi" eksikliğini,  çocukları  çok sevmekle gidereceklerdir. Onlar ki, çocuklukta  en besleyici en damıtık gıdanın sevgi olduğunu bilmektedirler. 

Ve çocukları çok severler, hayvanları da...

Onların sevgiye ihtiyaçları vardır diye düşünürler.

Sevecen ve korumacıdırlar...

Bu  eylemleri  gerçekleştiğinde haz alırlar işte bu nokta ruhsal doyum noktalarıdır.

*******

Bu tarz insanları anlamak için böyle bir geçmişi yaşamak lazımdır, sıradan herhangi bir kişi konuya yabancı kalır. Hatta iyiliksever insanlar için "enayi" tanımlaması yapanlara bizzat şahit olmuşluğum vardır.

Başkalarının ne söylediği/söyleyeceği ve tanımlaması bir şey ifade etmez önemli olan insanın kendisidir...

Selam ve saygılarla...

Yurdagül Alkan. 

 

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..