Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '08

 
Kategori
Siyaset
 

Rum'un malı değerli Türk'ün malı değersiz mi?

Rum'un malı değerli Türk'ün malı değersiz mi?
 

Katliamların yapıldığı Atlılar Köyü Şehitliği-KKTC


AİHM’de Kıbrıs Türklerinin aleyhine açılan davalar devam ediyor. Adeta Rum’un malı toprak, Türk’ün malı denizmiş gibi adaletsiz bir hak iddiasıdır gidiyor.
AİHM, Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak kurulmuş bir uluslararası mahkemedir.
Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi (AİHS) ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin ve devletlerin, belirli kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı merciidir.

Ama hangi tarafsızlık ilkesiyle, hangi insan haklarının ciğnenmemesi için çaba göstermektedir?

Türkiye 1954’te, “Kıbrıs Cumhuriyeti” ise 1962’de AİHS’yi onaylayarak iç hukukuna dahil etmiştir. Kıbrıs’ta Aralık 1963 olayları ile ortaya çıkan fiilî durum, KKTC ve GKRY’nin AİHS ile ilgili durumları açısından karmaşık bir tablo ortaya çıkarmıştır. AİHS, bu olaylardan önce 1962’de Kıbrıslı Türk ve Rumların ortak parlamentosu olan Temsilciler Meclisi’nde onaylandığı için, GKRY’nin olduğu gibi KKTC’nin de iç hukukunun bir parçasıdır. Ancak, KKTC, Türkiye dışında bağımsız bir devlet olarak tanınmadığı için AK’ye üye ve AİHS’ye taraf olamamıştır. AİHS’nin ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’e iki tür başvuru olabilmektedir: “Devletlerarası başvurular” ve “kişisel başvurular”. İşte buna dayanarak, Güney Kıbrıs’taki hakimiyetçi anlayış AİHM’nde, Kıbrıs’lı Türkler aleyhinde davalar açmaya başlamıştı. Louzidiu ve Arestis davaları başta olmak üzere ve sonrasında Orams davası ve ardından şimdi de Sercem davası. Yalnızca Rumların haklarının söz konusu olduğu bir anlayışla davalar, AİHM’de ele alınırken şu gerçekle bir kez daha yüzleşiyoruz. Türkler üzerinde, AB’nin de devreye girdiği yeni bir baskı ortamı yaratılmaya çalışılıyor.. Hatırlarsanız, AİHM Başkanı Jean Paul Costa, 14 Eylül’de GKRY’ye bir ziyaret geçekleştirdi. Sadece Rum tarafını muhatap alan ve KKTC yetkilileriyle temasta bulunmayan yaklaşımları birçok gerçeği gözler önüne sermişti. Tarafsızlığını koruyamayarak, bu ayrımcılığı yapan böyle bir kurumun başındaki kişiden baskı ortamı yaratacak davranışlar bekleniyordu. Haliyle, ayni kurumdan adil ve eşit davranış beklemek çok büyük saflık olurdu.

Orams’tan sonra gelen Sercem davasında da hukuk içerisinde göğüslenebilecek bir güçlü duruş sergilemek için, güçlü bir savunma hazırlamamız gerekir. Bu konuda aylar önce bizleri yazılarıyla da uyaran Sayın Mehmet Salih Bayramoğlu’nun da vurguladığı gibi bugün Sercem, yarın diğer büyük şirketler, hepsi sırayla ‘başkasının taşınmaz malına izinsiz ihlal’ suçundan suçlanacak aleyhlerine dava açılacak ve bizim güçsüz kalan savunmamızdan Rum’ların lehine karar çıkacak ve bu karar AB’deki tüm ülkelerin mahkemelerinde alınmış bir karar gibi sayılacak.

Bugüne kadar, GKRY liderlerinin ne kadar kurnaz olduklarını tarihi süreçte hep birlikte öğrendik. AB şemsiyesi altında dolaylı ENOSİS’i gerçekleştirmenin de rahatlığıyla, bizleri Türk azınlık olarak “ Kıbrıs Cumhuriyeti” içerisine nasıl çekebileceklerini o kurnaz tavırlarıyla ortaya koyuyorlar. Kurnaz Makarios’la yapılan barış ve sonucu ne ise; kurnaz Hristofyas ile yapılacak barış ve sonucu da yani olacaktır.

Sırada bekleyen davalara gelince; Rumların kara listesinde kimler var diye sadece tahmin edebiliriz ancak . Peki bizler güneyde istimlak edilen Türk malları için neden AIHM’ye başvuramıyoruz? Bize gelince, güneyde iç hukuk yolu ile hak aramak mümkün gibi görünse de mümkün olamıyorsa ve her iç hukuka başvuru sonucunda “ Kıbrıs sorunu çözülmeden bir karar alınamıyorsa” ve bu karar onlar için yegane kararsa, hangi haktan ve hukuktan bahsedeceğiz ve hangi insan haklarından?

Büyük bir Helen oyunuyla karşı karşıyayız.

Biz bu topraklarda misafir değil bu vatanın sahipleri olduğumuzu, en az Rumlar kadar hak sahibi olduğumuzu, bunun aksini bilenlere anlatmak ve haklarımızı savunmak zorundayız.

Bu saldırgan tavrıyla bize asla güven vermeyen GKRY ile birleşik Kıbrıs yaratmak mümkün değildir. Üstelik kendisi, adadan Türkleri yok edip ENOSİS’i gerçekleştirmek için, gerçekleştirdiği katliamların hesabını vermezken, gasp ettiği Türk mallarının hesabını vermezken sadece Osmosis yoluyla bizleri yok etme hesapları yapan ve bugün bizi mahkemelerde yargılayan bir GKRY ile mi anlaşacağız?

Bayramın son günü, Atlılar, Muratağa ve Sandallar Şehitliklerini gezdim. Sadece o tapraklarda yatanlar için dahi GKRY’nin AİHM’de, dünyada eşi görülmemiş cezalarla cezalandırılması gerekir. Hak ve adaletten bahsedeceksek diri diri toprağa gömdükleri 16 günlük Selden Ali Faik’in, 2 yaşındaki Özlem Ali Faik’in, 4 yaşındaki Gülten Ali Faik’in, 6 yaşındaki Nazım Hüseyin’in, 3 yaşındaki Okkan Süleyman’ın, 18 aylık Kaan Kamil Meric’in, 2 yaşında Hakan Kamil Meriç’in, 3 yaşındaki Ozan Kamil Meriç’in, 3 yaşındaki Bahire ve Ahmet Hasan Muhammet’in, 4 aylık Hayriye Arif’in ve 5 kardeşinin, 8 yaşında Talat Mehmet Tavukcu’nun, 6 yaşındaki Özcan Hasan’ın ve ailesinden 6 kişinin, 3 yaşındaki Ayşe Erdoğan’ın ve 7 aile ferdinin, 12 Yaşındaki Erdinç Hüseyin’in ve 5 aile ferdinin, 6 yaşındaki Songül Mehmet ve 9 aile ferdinin ve daha isimlerini burada yazmaya sığdıramadığım nice katledilen cocuklarımızın yok edilen yaşam haklarından bahsedelim.

Sıra Katliamların davasına gelmedi mi? Rumların malları mal da bizim canlarımız can değil mi?

Onlar mallarının tazminatını isteyecek de biz canlarımızın tazminatını istemeyecek miyiz?

Bizim özgürlüğe kaçışımızda güneyde bıraktıklarımız toprak değil miydi? Kuzeydeki toprak güneyde kalan topraklarımıza karşılık aldığımız topraktır.

Her karış toprakta da akıttığımız kan vardır.

Lütfen artık kendimize gelelim .. Uyanalım. Kendini kurnaz ve uyanık zanneden ve AB’yi de kullanarak üzerimizde oyunlar oynayan GKRY’ne gereken cevabı verelim.

Rum ve AB oyunlarının ortaya koyduğu bu adaletsiz yaklaşım karşısında insan isyan etmez mi?

Emine Sütcü 12.12.2008

 
Toplam blog
: 62
: 707
Kayıt tarihi
: 18.11.08
 
 

1962 dogumluyum. Doğu Akdeniz Üniversitesi mezunu bilgisayar programcısıyım. Mesleğim gereği birçok ..