Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '09

 
Kategori
Felsefe
 

Sabun köpüğü ve insan

Sabun köpüğü ve insan
 

İlk başlarda bir oyundur sabun köpüğü... Deterjanlı suya batırdığınız plastik aparatın ucundaki çember şeklindeki boşluğa üfleyince boşluğun diğer tarafından ortaya çıkar ve havada süzülür. Yuvarlak şekli, şeffaf yapısı, güneş ışığında üzerinde oluşan gökkuşağının tüm renkleri; bir çocuğun aklını çelmek için fazlasıyla sıradışıdır... Parıldayan gözler, parıldayan baloncuğu takip eder. Gülerek, bağırarak, ellerini kollarını sallayarak yakalamaya çalışırlar hareket eden bu yuvarlak nesneleri. Kaderi yok olmaktır sabun köpüğünün... Sıradışı olana insanlar tarafından hoyratça davranılmasının temelinde belki de henüz bilinç algısı bile olmadan, iyiliği veya kötülüğü bilmeden, tamamen farklı olana tepki veren küçücük insanların seçimini yok etmekten yana kullanması yatar. Ömrü bir kelebekten kısadır sabun köpüğünün. Çoğunun incecik zarları henüz kirlenmemiş minicik ellerde eriyip gider. Minicik ellerden kaçabilenler de doğa yasalarınca yok olmaya mahkumdur.

Büyüdükçe bir oyun olmaktan çıkar sabun köpükleri. İnsan, eylemlerini bilinç dahilinde gerçekleştirmeye başladığı andan itibaren vicdan, pişmanlık, suçluluk gibi öğretilmiş duygular; insanı eylemlerine bir dayanak bulmak adına bir şeylere inanma ihtiyacına iter. Kirlerinden arınmak isterken yaratmaya başlar insan sabun köpüklerini; kirli ellerini ve vücudunu temizlemeye çalışırken ya da günah diye belletilenden arınmaya çalışırken... Verilen bir hacmi kaplayan en verimli yüzeye sahiptir sabun köpüğü, açıkta zerre kadar günahkar ten bırakmadan tüm vücudu kaplar... Bedenini temizleyerek ruhunu arındıramaya çalışır insan...

Hem bir sabun köpüğü hem de bir insan, iki uzvun birbirine sürtünmesi ile yaratılır... İnsan, “ilk günah” olarak kabul ettiğini benzer bir metodun ürünü ile temizlemeye çalışır. Cevap anahtarı olmayan bir soru kitapçığında yaşar insan. Yanıtı hiçbir zaman açıklanmayacak sorulara verdiği her cevapta çelişki içindedir. “Günah” kabul ettiği eylemin sonunda doğanın en büyük mucizesi gerçekleşir. Bir canlı bir diğer canlıyı yaratır. Mucize hikayelerine inanarak büyüyen insan, kendi insiyatifinde olan bir mucizeden korkar, günah yaftası yapıştırır, sakınır... Bilinçli eylemlerine bir dayanak bulma telaşındaki insan çelişki içinde kalınca; gördüğü mucizelere değil, görmediği mucizelere inanır...

Her insan başlangıçta küçük bir sabun köpüğüdür. İçine havayı çektikçe büyür... Kaderi yok olmaktır sabun köpüğünün. Gün gelir daha fazla hava çekemez içine insan. Daha fazla büyüyemez. Çoğunun sebebi kir içinde kalmış ellerdir. Kirli ellerden kaçabilenler de doğa yasalarınca yok olmaya mahkumdur...

 
Toplam blog
: 89
: 618
Kayıt tarihi
: 16.12.06
 
 

İlk kitabımı, 'Pal Sokağı Çocukları'nı okuduğumdan beri yazıyorum. Yazmak beni o çocuklar gibi öz..