Sahada hakemler, dışında ceza kesenler…

Tehlikeli olan, yanlış yapmaktan çok, bunda "kasıt" olmasıdır.

Konuyu sınırlandırırsak, sözümüz, sahada hakemlere, dışında ceza kesenlere gelir.

Bırakalım önceki haftaları, hakemler ve ceza kurulu, geçen hafta için de, “değişen sadece takvim yaprakları” dedirttiler.

Yani?

“Eski tas eski hamam” havası…

(Her takım lehine/ aleyhine penaltı kararları oluyor tezini güçlendirmek istercesine, geçen hafta ilginç penaltılar gördük. Nasıl olsa sonucu etkilemez yaklaşımıyla yaratılan penaltılar... Düdük çalmak böyle kolaysa, tartışma götürmeyecek durumlarda o düdükler niye penaltı için çalmadı?)

Ya kart gösterme/ göstermeme?

Ya "centilmeliğe aykırı" gerekçesine bağlanan/ bağlanmayan hakemlere yönelik eleştiriler?

*****

Cüneyt Çakır, geçen hafta, Yasin Öztekin’e danıştıktan sonra golü verdiği için tarih yazdı!.

Cüneyt Çakır, Karabükspor'un rakibi sözgelimi Fenerbahçe olsaydı, alacağı “hormonlu not”la kollanacaktı. Ama Galatasaray “zarar”a uğrayınca, zorda kaldı. Duyduk ki Cüneyt Çakır, bu hafta içeride dinlenecekmiş!. Oysa Cüneyt Çakır, başka maçlarda sonuca etki eden o kadar çok ters karar verdi ki…

Şimdi, Cüneyt Çakır'ı “idol” görenler, onun başına gelen bu durumdan da kuşkusuz ders çıkaracaklardır. Düdüğü hangi maçta nasıl çalacaklarını, bayrağı hangi maçta nasıl kaldırıp kaldırmayacaklarını anlayacaklardır!.

Bakalım, bu hafta hangi "hata"lı hakem, kollanacak ya da dışlanacak?

Ayrıca, ceza kesen kurul, hangi takıma/ yöneticiye yapacağı açıklama/ konuşma için ceza verecek ya da  cezaya gerek duymayacak?

Hangi takım, seyircisi/ taraftarının “çirkin ve kötü tezahürat”ı gerekçesiyle ceza kurulunu boylayacak?

Soruların yanıtlarıyla ortaya çıkacak durum/ tavırlar, gelecek haftalarda neler olacağını da gösterecektir.

*****

Sahada doğranan/ kollanan olur da, dışında olmaz olur mu?

PFDK, darphaneden farksız!. 

Fenerbahçe, öyle anlaşılıyor ki, TFF'nin en büyük “zorunlu sponsor"u!..

(Ceza verilmesin, verilmez gibi bir yaklaşım, kuralların/ yönetmeliklerin olduğu yerde düşünülemez. Kayırma da düşünülemez, ama görülüyor ki, açıklama/ bildiriler, içerik/ üslup yönünden benzerlik göstermesine karşın farklı değerlendiriliyor.)

Sonuç:

Sahalarda gördüğümüz haksızlıklar, adil olmayan kararlar; saha dışında da benzer durumlara farklı “tarife” uygulanarak, “yola getirmek” algısı yaratacak biçimde sürüp gidiyor.

Ne mi yapılmalı?

Adil olunmalı, adil…

Son söz:

Yanlış, yanlışlarla düzeltme yolunu gidilir, bu da süreklilik kazanırsa; bunu "bilinçli tavır" saymak gerekir.

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com