Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sahip olduklarımız

Hayatın neresinde duruyorsunuz. Size göre olmak istediğiniz yer mi, yoksa daha henüz gelmek istediğiniz noktaya varamadınız mı? Duygularınızla, hayattan beklentilerinizle, gerçekleştirebildiklerinizle tartın kendinizi. Kime baksam mutlu değil artık aslında hiç kimse sahip olduklarının farkında değil.

Bir kadın düşünün sevdiği, yıllarca beklediği insanla hayatını birleştirmiş. Çok sevdiği aşkından bir parça hayatına girmiş. İkisine ait özel bir insan. Sonra ev, araba, istediği hayatı yaşayabildiği yaşam standardı. Beklediğin hayalini kurduğun hayat. Senin doyasıya yaşa.Ama hayır olmuyor ters giden bir şeyler var. Kadın dır dır yapıyor. Sevdiği adamın karşısına olur olmaz bahaneler ile çıkıyor.Çocuk apayrı bir mesele. Gelişimiydi, hastalığıydı derken bir bakıyor ki kadın hayat geçip gidiyor elinden. Size saçımı süpürge ettim. Kendimi unuttum yıllarca, hep sizin için yaşadım diye, en başından beri yaşadığı tüm hayatın istediği gibi olmadığını ve bunun sorumlusunu arıyor.Sanki kendi tercihi değil başkalarının şart koşması gib sebep arıyor. Hani senin hayalindi. Sen sevdiğinle mutlu olacaktın. Evcilik oynarken her şey çok güzel olacaktı. Kendini ertelemen yine senin hayallerin uğrunaydı!!!!

Diğer yanda çalışan kadın. İşinde belli bir noktaya gelmiş. Yıllarını vermiş, onca gizli kavgalardan, meydan savaşlarından geçmiş. Her günü bir öncesine göre daha yoğun, tempolu. Sonra yine ona bakan ev halkı. Hayatı paylaştığı eşi ve mutluluğu , kendini adadığı çocuğu ve belki de en geçerli bahane olan her şey onun için , geleceği için yapıldığı , yaşanıldığı bahanesi.Mutlu mu? Hayır. Evini özlüyor sıcacık yatağında uyuyabilmeyi. Kalktığında tembellikle kahvaltı hazırlayabilmeyi, çocuğuyla alış verişe gidebilmeyi, akşam dönüşte arkadaşına uğrayıp bir kahve içimi soluklanmayı. Bir gün hepsi olacak diyor. Yarınlara yüklüyor tüm hayallerini. Bugünü unutarak. Yapılacak işlerin arasına dalıp nefes almadan günü sonlandırıyor. Biz değilmiyiz bu çelişkileri yaşayan. Gel gitlerde kıvranan.Hepsi bize ait. İçimizde yeşerttiğimiz duyguların sahibi, ne istediğimizi bilmeden yaşayan, hep bir sorumlu arayan biziz.

Kendinize dönün. Sahip olduğunuz , biriktirdiklerinizi çıkarın önünüze koyun. Ne çok yol aldığınızı göreceksiniz. Mutlu bir yuvanın ancak sizin emekleriniz sayesinde olduğunu, çocuğunuza her şeyi sizin öğrettiğinizi hatırlayın, ilk öğretmenisiniz onun. Kazandığınız parayla ne çok yol katettiğinizi, çocuğunuzun sizin sayenizde istediğiniz yerde okuduğunu, en son aldığınız o pahalı parfümü kendi paranız olduğu için düşünmeden alabildiğinizi hatırlayın.Göreceksiniz yaşadıklarınızın ne kadar özel olduğunu. İçerde yada dışarıda önemli olan sahip olduklarınızın ayrıcalıkları. Her tercih bir vazgeçiştir derler. Vazgeçtikleriniz tercihlerimiz için. Daha önemli oldukları için. Kaybettiklerinize, yitirdiklerinize değil, avucunuzun içinde tutabildiklerinize bakın, onlara dokunun. Sihirini hissedeceksiniz.Sevmediğiniz, istemediğiniz hiç bir şey hayatınızda çok uzun kalmaz. Bir düşünün. Ne kadar izin verirsiniz. Mutlaka bir bahane olacaktır istemediklerinizi yaşamınızdan söküp atmanıza.

Açın pencerenizi şimdi güne, bir kahve yapın kendinize , işyerinizde yada evinizde koltuğunuzda. Neredeyseniz orası sizin , yalnız size ait. Sahip olduklarınızı hatırlayın tekrar. Ne kadar emek verdiğinizi. Ne çok zaman harcadığınızı. Göreceksiniz elinizde olanlara bakınca , ne çok birikiminiz olduğunu. Sahip olmadıklarınızı özlemeyeceksiniz birikimlerinize bakarken. Sedece hissedin. Dokunun sahip olduklarınıza. Hepsi size ait. Yalnız sizin. Sarılın sımsıkı onlara.

 
Toplam blog
: 13
: 913
Kayıt tarihi
: 04.02.10
 
 

İstanbul doğumluyum.Bir kızım var 4 yaşında. Okumayı ve yazmayı çok seviyorum. Yazdıklarımı paylaşma..