Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şakacı Aşk

Bugün 1 Nisan, Şaka günü, şaka yapma, sevinme, eğlenme günü….

Herkes özellikle çocuklar çok sever şaka yapmayı. Maalesef bugün cumartesi

ve çocuklar coşkuyla hazırladıkları muzip şakalarını yapamayacaklar öğretmenlerine ve arkadaşlarına. Ama yine de fırsat buldukça şakalaşmaktan, kandırmaktan geri kalmayacaklar birbirlerini. Anne ve babalarını kandırmaya çalışacak, onlarda inanmış gibi yaparak bu oyuna dahil olacaklar. Küçük de olsa bir gülümseme, çocuksu bir neşe saracak bir gün de olsa içimizi…

Şaka hele de sevimli olursa gerçekten mutluluk verir, yapana da yapılana da. Ama bir de sonunun ne olduğunu düşünmeden yaptığımız şakalar vardır. Yaparken çok eğleniriz ama karşımızdaki kişi için hiç de eğlendirici olmayabilir çoğu zaman… Hatta incitici, gurur kırıcı veya can yakıcı da olabilir yapanın mizah anlayışına göre.

Şaka da pek çok şey gibi dozunda yapılınca güzeldir. Ayarı kaçarsa tadı da, anlamı da kalmaz. Ama ben bugün kurguladığımız şakalardan, dozlarından ya da çeşitlerinden söz etmeyeceğim. Bugün tanrının bize yaptığı küçük güzel şakalardan söz etmek istiyorum. Genellikle hiç beklemediğimiz zamanlarda karşımıza çıkan, gözlerimizi ışıldatan şakalardan. Aşk gibi mesela… Aşk tanrının insanoğluna yaptığı, en sevimli, en güzel, en inanılmaz şakadır.

Aşk bir mucizedir. Ne zaman, nerden çıkacağı belli olmayan bir mucize… Bazen hiç ummadığınız bir yerde birden bire karşınıza çıkar, ne olduğunuzu anlamadan içinde bulursunuz kendinizi, bazen de yıllarca saklandığı köşesinden muzipçe başını uzatıp göz kırpar hayatınıza.

Aşk baharda açan çiçekler gibi, rengârenk ve mis kokuludur. Küflenmiş, paslanmış yüreklerimize bahar tazeliği katar. Daha heyecanla, daha güvenle bakarız hayata o zaman. Dağ gibi dertlerimizi unutur, kendimizi bu coşkuya kaptırır gideriz peşinden. Açmışız, parasızmışız, işsizmişiz düşünmeyiz. Aşımız da işimiz de aşkımız olmuştur artık.

Eğer çok şanslı isek, bu şakanın sonunda daha çok güleriz. Sevdiğimiz yanımızda devam ederiz hayat yolumuza. Sarp ve dikenli de olsa, gül bahçesi sayarız onunla geçen her anı.

Daha az şanslı isek eğer, sadece aşkımızı yaşarız dolu dizgin, sever, seviliriz ama dağları aşıp ulaşamayız sevdiğimizin yanına. O zaman rüzgardan rica ederiz, sevgimizi fısıldasın kulağına diye… Aşk kavuşamamaktır der kimi ozanlar. Kavuşunca büyüsü bozulan bir iksir gibi, hep ulaşmaya çalıştığımız bir hedef gibi. Uzakta bir yerde durup bekler bizi aşk… Yaşadığımız bu güzel şaka, hoş bir seda, buruk bir gülümseme olarak kalsa da yüreğimizi ısıtmaya devam eder ömrümüz boyunca.

Ama ya hiç şansımız yoksa. Ya hiç tanışmadıysak aşkla. Ya hiç açmadıysa bizim gönlümüzde baharın çiçekleri. İşte o zaman tanrı bize hiç şaka yapmamış demektir. Eğer sadece bir kez bile aşkı tatmışsanız, kalbiniz yumuşamış, sevmeyi öğrenmiştir. Seven bir kalpten kimseye zarar gelmez. Sevmeyi bilen yürek, sevgiyle bakan göz kötülük barındıramaz. Şiddeti, vahşeti, düşmanlığı barındıran sevgisizliktir. Karısını döven adam da, çocuğuna vuran anne de sevgisizdir. Sevmeyi, sevilmeyi öğrenememiştir. Aşkı adına, sevgisi adına şiddeti onaylıyorsa eğer, yüreğindeki sevgiyi tanıyamamıştır.

Sevgi çiçekleri açmamış gönlünde nefretin tohumları büyümüştür, viran bahçelerdeki ayrık otları gibi…

Tanrıya inanıyorsanız eğer mucizeye de inanın. Aşkın, sevginin mucizesine inanın. Yüreğinizi soğutan nefretten, öfkeden uzak durun, kendinizi baharın tatlı esintisine, büyülü bahçesine bırakın. Baharın aşkı davet eden melodisine kulak verin.

“Ben her bahar aşk olurum,

Rüzgar olur yağmur olurum.” der bir şarkının sözlerinde, yağmur olup aşka yağın…

Bugün 1 Nisan, bugün aynı zamanda lalelerin de bayramı. Her yerde renk renk laleler açmış, ince, zarif boyunlu genç kızlar gibi baharı karşılıyorlar.

Gönlünüzde de lalelerin en güzel renkleri açsın, bu tatlı bahar gününde. Dilerim tanrı en güzel şakasını sizin için yapsın ve aşkı karşınıza çıkarsın…

Eğer zaten aşıksanız, gönlünüzde hala solmamışsa geçmiş baharların çiçekleri,

Tanrıya sadece bu muhteşem armağanı için, bu emsalsiz şakası için binlerce kez şükredin…

 
Toplam blog
: 15
: 521
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Kendimi bildim bileli yazmayı çok sevdim ben. Duygularımı en iyi ifade ediş şeklinin yazmak olduğ..